Dem-i Aşk -16-Ay ışığı aralıyor siyah geceyi parçalı bulutların ardından bir sen bırakıyor gecenin tam orta yerine bir sen oluyorum gecenin tam bu deminde kuytularında sen saklı sokaklardan ucunda sen saklı bir bahara koşuyorum ellerimde beyaz kardelenler gözlerimde dünden kalma sensizlik ruhumda zifir bir yalnızlık yürüdükçe sana doğru ayaklarım dökülüyor yakamdan sensizliğe dair hüzün artıklarım karşımdasın yalın ve yalnız temaşa ediyor arşın sakinleri arzı cennet neresiydi cehennem hangisi bu yağmur hangi göğün baharı bu sevda hangi iklimin rızkı göz gözeyiz şimdi biz bize ve bir başka fena makamında fena fissevdâ ve fena fişşeydâ gözlerinde, senden içre ben sendeki bende, baştan aşağı sen Biz bizeyiz ve biz bile yokuz şimdi Arz-ı mevud’dur buluştuğumuz yer fırat ile dicle arası şimdi gökyüzü Ve konuşunca sen lütfedip zuhur edince cennetten sesin serin bir imbatla serenadını çalar rüzgar schubert’in ve çatlatır en mavisini gökyüzünün canıma selâ gözlerin. Menbâından coşmuş bir ırmak gibi menzilinde kavuşunca ellerimiz ve kenetlenince hasretle yanan gözlerimiz heft reng bir iklime çalar yeryüzü bu aşk bize ihsan bu sevda bize özgü... Desen ki bana; .... ......... Desem sana; alemleri yaratana and olsun ki ben de seni, ben de seni... |