İki kişilik yoksulluk hikayeleriÇemberimde gül resimleri ile İki kişilik karışık yoksulluk hikayelerine rastladım Bıçak sırtı gerçekler ağaç kovuğu hikâyelerde saklanmış Yolcular ve sürücüler kovuklara kaderini üflüyordu Üstünde kalbinin eski zaman giysileri gizli, üşüyordu Göz yaşının resmi,kalplerde oyalı Hayatın küskün renkleri İplere asılmış Yalnızlık kelimelerinin dümeni yoksulluğa kırılmıştı Gözlerinin gemileri uçup giden beyazlıklara yüzüyor Düş çocuklarının güvercinleri üşümüş elleri kalpte Mavinin karanlığının yankısı beyazın morlarıyla birleşmiş Hayalleri, bir avuç kuru yaprakla besleniyordu Güneş küsmüş, buluta dökülüyordu hıçkırıklar Sal taşıyor, berrak sularda boğuluyordu ırmaklar,denizde Denizler okyanusta boğuluyor kan oluyordu, çiçeklerin damlası Dökülüyordu yoksulluğa gönül ayının köpüğü,umutlar ışıyordu Soluk yapraklar gönül damarlarına yağıyor Soluksuz aşklar ölümün uçurumlarına düşüyordu Ateş ırmakları boğuyordu yoksulluk güllerinde Dökülüyordu karanlığın şafağı yastığa,seriliyordu hayaller Çıplak gecelerin zincire kilitlenmişliğinde Mevsimler ayak altında kaynıyordu Hayatın öyküsüz kalan depremlerinde,kader yüreğinden kovuyor Gül resmini çiziyordu,hayatın labirentin de Kendini arıyordu yolcular,kumandasız sürücülerle Hayatın çemberini çeviriyordu,kayan yıldızın ışıltısıyla düşler Sonbahara dökülüyordu gülücükler Acının yelkeniyle giderken nasırlı yüreği okşuyordu İki kişilik yoksulluk hikayelerinde |