Yol AyrımıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın İçimdekileri kustuğum bir akşamdan bana hediye:)
Hep yalnızım,kalabalıkta bile olsam.
Kör gibiyim gördüğüm tek şey gölgelerim. Koşuyor muyum yoksa sürükleniyor muyum, Bilmiyorum,bu alnımdaki kırışıklıklar, Ne zamandan beri oradalar. Unutmakta sana benzer, Bulutlarda sana selam eder, Sağır mı kaldın,dilsiz mi? Yoksa ben mi sağırlaştım. Tuttuğum bir kalem gibisin, Hiç bana ait değilsin, Sen değilsin,anılar değil, Bakışlar değil,tutuşlar değil. Yüzüme mi güler olmuş, Artık ağlayan gözlerin. Sorun bende miymiş, Yoksa benimle olmaktamıymış. Nereye gideceğim bilmiyorum, Sığınacak dolu limanım varken Küllerde geziniyorum Kuşlar bile şaşkınken, Ben ne haldeyim dersin? Güneş gözümü alır olmuş, Artık acıtmaz olmuş, Yürürken batan dikenler. Yolun sonu nereye varıyor, Ya da herhangi bir sonu var mı? Habersizim. Biliyorsan söyle Hangi merhem iyi gelir bu iki göze. Çicek açmaz olmuş bahçem, Diken bile bitmez olmuş güllerimde. Ben ne bahçıvanlık yapabildim. Ne de bahtiyarlık. Söyle yolu var mıdır bu yol ayrımının, Nereye varır,nereye varmaz. Gidilecek bir mezarın bile yokken Kime sorulur ki şimdi bunlar. Gülümse sen kıskansın tüm dünya Ara başka gülleri,dikensiz olurlar belki. Kıymık batmasın sana bir daha, Kan tutar seni unutma. Gökyüzüne bakma,yıldızlara bakma, Hatırlama beni bir daha Unut beni bir akşam mehtabında Duymasın kimse sesimi. Bakarsın kader ya bu, Bir yerde görürsün. Tanıma beni,göm Göm beni dipsiz mezarlara |