Gençliğime rastladım sayfaları sararmış bir albümde
Dün gençliğime rastladım
Sayfaları sararmış bir albümde Sağımda solumda gülümseyen Dostlarım kimbilir şimdi nerelerde Bir kaç sayfası okunmuş Sonra bir kenara atılmış Bir kitap gibi gençligim... Nerede İklimlerin geçiş kavşağı Şiirlerim Göğüs kafesime sığmayan Yüreğim Nerede o damarlarımda Feveran eden can suyum Hayallerim ideallerim Olmazsa olmazlarim Tabularım korkularım Nerede bağıra bağıra Türkülere eşlik etmelerim Bir taş plakta unutulmuş Mavi şarkılarım ... Nerede okulum sınıfım sıralarım Nerede öğretmenlerim arkadaşlarım Nerede siyah beyaz resimli kimliğim Nerede kireç duvarlı odamın Ağır Kapısı Kiraz dallarına açılan pencerem Nerede dinmek bilmeyen Yürek ağrısı... Zaman eski bir çeşmeden akan su Hafiften yağan bir yağmur Ve toprak kokusu Kurumuş artık Başında soğan ekmek yediğim Çoban çeşmesi... Şimdi Bana gelsen neyzen rüzgarla Elinde Bir mendil bir çorap bir aynayla Sana bir gökyüzü ısmarlardım en mavisinden... Her gece ay ışığı ve yıldızlar Öpüyorlar yalnızlığı alnımdan Alıyorlar yüreğimdeki ateşi Şafakta güneş diye doğuruyorlar Yangınım ısıtıyor kainatı Gençlik ürkek bakışli Bir güvercin kanadı... Ömrüme kaç bahar sığdırdım Kimbilir kaç tufan gördü bu yürek Yıldızlar biriktirdim saçlarımda Şimdi Paramparça geçmişim avuçlarımda Geleceğim meçhul öleceğim belki Son şiirimin son mısrasında... Şükrullah YAVUZER 08.08.2021 |