Gittim! Ve Her şey Biter Sandım
Adı Burçin idi
Soyadı Kaplan Lise yıllarımın en güzel kızıydı Sarı saçları, mavi gözleri eritirdi beni; içten içe.. Okula erken gitmemin nedeni de oydu O zamanlar yaşama sebebim de Ankara’nın soğuk ve simit kokan caddelerinden İzmir’in rengarenk dünyasına yeni adım atmıştım Her sene okul değiştirmekten Ne sosyal bir hayatım vardı, ne de kankam Daha kaynaşamamışken oturduğum sıraya Başka bir okul, başka bir sıra, çıkıyordu karşıma O zamanlar fantezim vardı Değiştirdiğim okulların resmini çeker Oturduğum sıraların demirbaşı numarasını kayıt ederdim DMO 12376 numaralı sırada ben DMO 12374 numaralı sırada o otururdu Sabahları o kadar güzel olurdu ki Bakmamak elde değildi Her ne kadar kıskansam da onu Bakana da kızamazdım Ben ona aşıktım Ama hiç söyleyemedim Söylememeliydim de Dünyalar güzeli bir kızın Kirpi saçlı birine bakması beklenemezdi Hem baksa bile Ben kalıcı değildim ki Nasılsa altı ay sonra başka bir sırada oturuyor Başka bir kızın yörüngesine giriyor olacaktım Sekiz ay sürer sanmıştım sevgim Nereden bile bilirdim ömür boyu süreceğini Rakı masasında adını çığıracağımı Geceleri onlu rüyalara dalacağımı.. Aradan altı sene geçti Bilemezdim bir gün pat diye karşıma çıkacağını İstiklal de elimde sigara yürüyorum İnsanların sıfatlarına bile bakmak gelmiyor o gün içimden Hala o kadar güzel ki Bende değişen çok şey olsa da O hep aynı Sarı saçları yine aynı dalgalı Rüzgarlar değişse de seneler içinde Yine aynı yöne düşüyor saçları Mavi gözleri aynı yine Baktıkça görebiliyorum okyanus seslerini Biraz kilo almış Ama yakışmış ona Sevgilisiydi galiba yanındaki Elleri kelepçelenmiş Alaycı bir gülümseme yüzlerinde Gitmeli miyim? Dedim Gitmeli ve ona merhaba demeli miyim? Hatırlardı belki Ya da unuttuğunu belli ederdi beni çatlatırcasına Tanıyan o oldu Eller ayrıldı Alayca gülümsemenin yerini Yılların biriktirdiği Sinirli ve üzgün bakışlar aldı Ne diye gittin dercesine Gördüğüne sevinmemişti ,belliydi Adım mıh gibi aklındaydı Kadirim Serhatım derdi Ve yine aynı söyledi Aynı ton, aynı özlemle Bir yerlerde bir şeyler içtik Amacımız yaralarımızı, hala sevdiğimizi göstermekti Ve öyle de oldu, gerisi hikayeydi Neler yapıyorsun dedi Onu bırakıp gitmeme öfkeli Değişen bir şey yok dedim Sadece, göçebelikten yerleşik hayata geçtim Onun neler yaptığını bilmek istemedim Korktum, yada kıskandım, kıskanacaktım belki de O yüzden sormadım da.. Ayrılık vakti yaklaştığında Ben seni unutmadım biliyor musun? Dedi Seni unutmak için her şeyi denedim Ama olmadı Bir tarafımı sende bıraktım galiba Ve o parçam sızlamayı kesmedi Bir gün bende bıraktığın parçayı tamamlarsın diye bekledim Ve o ümitle yaşadım Ama bugün karşıma çıkmamalıymışsın Tutunduğum ümidim boşaymış Belli ki senin için ben bitmişim Ama benim için sen bitmedin Yaşlı gözlerle baktığım penceremde Sen hiç olmayacaksın Artık eminim! Bende ki parçan hiç tamamlanmayacak Ve şimdi gitmeni istiyorum Bende ki parçanı al ve git Öylece gittim.. Gitmeli miydim? Gitmeli ve unutmalı mıydım? Yoksa dönüp, bende seni seviyorum Ve sensiz geçecek günleri istemiyorum artık Demeli miydim? Gittim.. Ve her şeyi bitirdiğimi zannettim Belki en kısa yoldu Belki en doğrusu.. Şimdi neler yapıyor bilmiyorum Belki bir pencerede yine gözü yaşlıdır Belki sevgilisinin koynunda, zevk çığlıkları patlatıyordur Belki bir yerler de hala unutmak için direniyordur.. Adı Burçin idi Soyadı Kaplan Lise yıllarımın en güzel kızıydı Sarı saçları, mavi gözleri Eritirdi beni içten içe.. (bazen unutmak en iyi yoldur ya da unuttuğunu zannetmek) |