GECEDE BİR NİDA
gök kubbeyi kuşatan ay ışığı altında
durgun bir geceydi yazdan kalma ayın şavkı vurmuştu kararan yüreğime bir yanı denize,bir yanı göğe bakan heba olan ömrümün seyir terasında seyre daldım cümle alemi el alemden uzak aşka aşık aklım karmakarışık bir yabancıya bakar gibi baktım kendime bir de beyhude gelip geçen vefasız yıllara... sahi,sırı dökülmüş bu ayna ben miyim? yüzümde eğreti duran sahte bir gülüş kanatlanıp yere çakılan eski bir düş şakaklarımda ağaran geceler nar taneleri gibi dağılan hançer saplı ciğer yarasının iç yakan kıvılcımları son günlerde gözümün önünde uçuşan bu sineklerde neyin nesi şimdi? kapıma soluk soluğa koşarak gelen yaşlılık alametinin ayak sesi değil de ne? üzülme dedim çocuksu bakan masum yüzüme bir an evvel büyümek isteyen sen değil miydin? büyüdün de sanki başın göğe mi erdi? hangi ara lisanını bilmediğin diyarlara gittin gittin de içindeki çocuğu ne ara unuttun oysa sen bende yeşerecek hep bir umuttun yoksa sen de ben gibi dilini mi yuttun bağdaş kurup hüzünleri kendine mesken mi tuttun? kurşun işlemez müzminleşen yalnızlığımda boğazımda mühürlendi,sitem dolu sözlerim göz çukuruma gömüldü,yanıp kül olan hayallerim ay’ın ak gerdanına asılı bir çift gözde çırılçıplak takılı kaldı sonbahar gözlerim AYLA CERMEN TÜFEKÇİ |