Yoruldum Bitap Düştüm Kalmadı Mecalim
Doldurmuşsun gönlümü envaitürlü sıkıntı ve kederlerle.
Bırakmışsın beni bir başıma, yaşadığım gam ve kasvetlerle. En muhkem yuvaları yaptırmışsın gönlümün bahçesine, Uğursuz baykuşları takas etmişsin gül sevdalısı bülbüllerle. Bırakmamışsın kalan ömür miadımda bende yaşama şevkini! Çalmadığım kapı kalmadı ama tattırmadın bir türlü hayat zevkini. El âlem sevda bahçelerinde, el ele kola kola güle oynaya gezinirken, Sen sen oldun zalimliğinle bırakmadın bende tadayım dünya keyfini. Başkaları boş çanağa ağlarken, sen her daim dolu çanağa ağlıyorsun. Otuz altı yıllık dağ gibi kocan var iken, sen kızına oğluna belin bağlıyorsuın. Gümbür gümbür, şarıl şarıl akan bir pınarsın, Ama yanan bağrımın haretini gidermiyor her daim boz bulanık akıyorsun. Hoş hosbet şen şakrak biriydim beni bana etmişsin bile bile yabancı. Sadece sana sırılsıklam meftun olan gönlüme, koymuşsun tarifsiz bir sancı Hiçbir dinde hiçbir mezhepte yoktur senin bana bu yaptıkların, Beni erzaksız, kendinden bezgin bir yolcu, sen ise olmuşsun despot hancı. Varlıklar içinde, en manidar yoklukları yaşatıyorsun, bana hiçi hiçine. Bundan dolayı ben de çektiklerimi anlatıyorum, beni tanıyan herkese. Allah yerine tapmışsın fani dünyaya, Dört elle sarılmışsın, insanı cehennemlik eden, nefsin şeytani hevesine. Oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi suratından düşen sanki bin parça Öylesine vurdumduymazsın ki, sorsalar bilmezsin bir ekmeğin fiyatı kaça. Anlatmaktan yoruldum. Bitap düştüm kalmadı mecalim, Aklını peynir ekmek ile yemişsin, kafan benziyor yontulmamış moloz taşa. 24/ Ağustos /2021 |