AŞKA SERZENİŞ
AŞKA SERZENİŞ
Aşk sana söylüyorum, sözümü kesme benim, Kırk senedir kaynadın, yanmadan pişsen artık. Gönlümü sebil ettin, gözümü çeşme benim, Sen ne arsız bir şeysin, yakamdan düşsen artık! Gölgem bile bırakır geceleyin peşimi, Bir öksürük terk etmez bir de zatın döşümü, Uğrunda zayi ettim mesleğimi işimi, Mesain gece gündüz nasıl bir işsen artık. Sen ne arsız bir şeysin yakamdan düşsen artık! El âlemde zemheri ya otuz gün ya kırk gün, Yarısı yağmurluysa yarısı güneş, düşün… Tam kırk altı senedir sinemde bitmez kışın, Bir türlü gitmez oldun nasıl bir kışsan artık. Sen ne arsız bir şeysin yakamdan düşsen artık! Bazen bağda, bozumda bazen şarap üzümde, Yaraların dizimde, çizgilerin yüzümde, Ne zaman Orhan çalsa çağlar oldun gözümde, Elem misin? Nem misin? Coşkun akan sel misin? Kadehim sırılsıklam nasıl bir yaşsan artık. Sen ne arsız bir şeysin yakamdan düşsen artık! Biz seninle kaç kere o haltı yemedik mi? Aşk isimli gemiye biletsiz binmedik mi? Her seferinde peki en başa dönmedik mi? Suçlusun biliyorsun, sesini kıssan artık. Sen ne arsız bir şeysin yakamdan düşsen artık! Türlü çeşit hallerin önüme sofra kurar, Yesem ruha işkence, yemesem kalbe zarar, Sevgimin ayarı yok bilmem ki orta karar, Zehir mi şifa mısın? Nasıl bir aşsan artık. Sen ne arsız bir şeysin yakamdan düşsen artık! Güpegündüz insanı rüyaya daldırırsın, İşi gücü bırakıp hayaller kurdurursun, En olmadık zamanda kâbuslar gördürürsün, Gecen gündüzün yok mu? Nasıl bir düşsen artık. Sen ne arsız bir şeysin yakamdan düşsen artık! Kapıdan kovsam seni bacadan giriyorsun, Anlaması güç seni bende ne buluyorsun, Tövbekârım desem de yine uslanmıyorsun, Başka şikâr peşine takılıp koşsan artık. Sen ne arsız bir şeysin yakamdan düşsen artık! Sen ne arsız bir şeysin yakamdan düşsen artık! |
Tebrik ediyorum.
Kaleminize gönlünüze sağlık.