HAYALCİ TAVŞAN
HAYALCİ TAVŞAN
Güneşli bir günde ağacın dibinde Yayılıvermiş düş bile görmüş Ülkenin kralı tahtında kurulmuş Tavşana bakmış altınlar vermiş Tavşanın ağzı açıkta kalmış Aman efendim ne yücesiniz Boş değil ikram tavşanım uyan Sana görev var fırla git burdan Tılsımlı sular getirmen lazım Yıllardır uyuyan prensese lazım Sen havuç yerken o hastalandı İksiri yapan kaf dağında cadı Vay benim başım akılsız işim Nerden belaya atıldım gittim Baktı yolunda bir kaplumbağa Aheste yürüyor bir şey söylüyor Ah dedi zalim çarpıyor kalbim Korkma cadıdan ben de gelirim Yavaşım amma aklım hızlıdır Bu yerde benim namım bellidir Haydi gidelim çamlara doğru Ballara bulan sür sağlı sollu Yukarı uçurum arılarla dolu Çam balı sever cadının oğlu İsmi Fok Ceset güllesi vardır Gözleri görmez sen onu kandır Dumanı tüttür hapşırır bekçi Sen de o anda dal gir içeri Sandıkta saklar iksirli suyu Fış fış ta kış kış sözünü oku Alıver ve kaç dağdan aşağı Kapıya hemen süresin balı Akıl küpünden içtim bir yudum Ben de bu kılıkta bir âdem oldum Haşmetli şahım selam zatına Talibim artık tatlı kızına Kethüdam oldu zeki tosbağa Şifası oldu iksir onunda Kral kızını öptü kokladı Düğüncü başı halkı topladı Kırk gün kırk gece bitmez eğlence Padişah kızı düştü sevince Gül yüzlü kızdan yayılan ışık Prense daim verdi mutluluk Ayşe Ciplioğlu Kaş |