KAHRİ BELA
Zor olanı zorla yaşadım
Kadir kıymet bilmeyenin elinde Bir kula pul eylendim Sırat köprüsü dardır geçilmez dendi Oysa ben Bir soysuzun elinde Dar ağacında yağlı urgana sarıldım Minnet etmediğim zalimin elinde Ahi ahvali zay eyledim Kimine nimet kimine zillet Kimine hikmet kimine zehir zemberek Kim vurduya gitti bütün umutlar Bir naçar ağacın dalında Gülü bülbül eyleyen ahuzarim Kimsesizler dergahında Hak tan gelene razı kıldı bu başım Kimine dergah kimine haram kılındı Bu Deli derviş hırkası Kimi haklandi kimi paklandi Her dilin hükmü verilir her iki cihanda Sen yeterki dillenen dilin dile gelsin Sahittir yer gök katında zöhreyi yıldız Sen sanarsin ki çoban yıldızınin ayı ışığı Kimine hakikat sırrıdır kimine cehennem yangıni Bir batıl olanda hasıl olur gorduklerine Yer gök divanda dara durur sual edilene Sen şimdi ne beklersin bu alemde Bilmez misin şahittir yaptıklarına Yerin altı göğün üstü Solun sağından medet umsa ne fayda Gönül gözün dergahsiz olduktan sonra Devsir o şer bakan bir cif ala gözü Ezelin ebedin senden ah çeker Bir hal bilmezin derdi yüzünden Gidene kalana can kurban etti bu ömür Sıra sanada gelecek ey vafasiz kudret Kudret narinin badesindeki zillet Sen az soluklan virane hanem Günün sonunda Gün ağarırken tan yeli Estirir altı rüzgarını Ne bağ kalır ne bostan Sen sanarsin haznendekiler çoğalır Bir gün parlayan günün ışığında Sönü verir Ocak zadenin ışığı Ayaklar altında al aşağı olur arın namusun Tellalin dili lal gözü görmez Sen heybendeki günahlar çıkara dur Ey haramzade Günde mum ışığı taksan ne fayda Dirheminle topladigin bohcan Bir lokmaya bölüşür başındaki arzail Kime kaç dirhem düşer bilinmez Payıma sen kaldın Bide secdendeki yalancı gölgen Şimdi arsizligina zemheri kışın ayazı değdi Sen gül oyna Şafak tan yelinde parıldar Zamansız estirfigin fırtına Zamana meydan okur bendeki kanadı kırık ahuzar Sirada sukutun şükrü var Senden evvel senden ileri Sırada başroldeki figüran Golgendeki karanlığa nöbet tutar Karanlıkların adamı kara çarşafa kafa tutar Kan kırmızısı kansızlığın Bir yudum sarapin efkarinda Yok olup un ufak olmaya mahkum bedenin Ruhuna teslim olamayan surettini Ardında bıraktıkları canını almaya gelir Bir nefeslik canın uğruna Binbir acıya mahkum bırakır nefsin Sefil olan bu ömür Sefaletinde bogacaktir Bir imansizin elinde Ecel iki yakana yapışıp El değmeden soluksuz bırakacak KAHRİ BELAN.. son nefesinde |