NASİHAT
Hesaplı git, baltayı vurma taşa,
Sonra imdada gelmez Derviş paşa, Sağa sola saldırmadan, hür yaşa, En yakın dost, bakmaz gözdeki yaşa. Asırlarca yaşasan, sonu toprak, Nasip olacağına şüpheli bak, Gidersin beş metre bez sarınarak, O da meçhul, gidilirse yanarak. Neyine güvenip, meydan okursun, Azrail’le çok samimi dost musun? Yoksa şeytanın elinde koz musun? Allah dilerse anında yok musun? Nicelere kalmadı bu saltanat, Sana da, evladına da nasihat, Sanki geçti sanırsın, bir doru at, Kulağını çekmeyen de kabahat. Nemrut’a, Firavun’lara kalmayan, Nice kahramanlara mekân olan, Gölge ömrü kadar, kısacık yalan, Kalp kırma, verilen ömrü oyalan. Baban tapusunu alırım sandı, Gençliğine, kuvvetine aldandı, Yaş ellide, dizlerinden sızlandı, Güç gitti, ancak yeni akıllandı. Dünya al duvaklı bir gelin imiş, Her gelen bakmış, kavuşmadan geçmiş, Tutarım diye, koşan da aldanmış, En fazla yaşayana bir asırmış. İbret alsan, önce gelip geçenden, Yıpranıp, yorgun düşme bedeninden, Fani olma, habersiz ahiretten, Hazırlık yapmalıyız, ibadetten. Bizden geçti, sizlere öğüt verdik, Aslanlık gitti, postu yere serdik, Hak’tan imanlı gitmeyi diledik, Uyardılar, beyaz saç, dinlemedik. 16/5/2001 |