Muamma
Bazı geceler vardır,
İlham kalkıp kendi ayaklarıyla gelir. Bunu suçsuz yere kalemi kırılan, Bileklerine kelepçe vurulan bir insana benzetirim genelde. Gözlerin boylu boyunca dalar gider, Belirli yada belirsiz bir noktaya. Kalem eline yapışır kalır. Bir aksesuar gibi düşün. Geceye bir şiir yazardım, Sen bir düz yazı. Kimisi ise bambaşka şeyler. Bana gelseydi, Çok iyi olurdu dediğim şeyler var. Ben kalkıp gidemiyorum. Ah bu dizlerimin tükenmişliği. Eskimeye yüz tutmuş pabuçlarım. Gerçi artık,koşar adım gitmek diye birşey de kalmadı. Gidebiliyor olmak, Hangi alem de ulaşmak ile aynı anlama geliyor aceba. Bileniniz varmı. Zira bilmiyorum. Gerçi bilsem de, Ulaşmak istediğim ne kaldı, Affinıza sığınıyorum, Velhasıl onu da bilmiyorum. Hiç bir otogara sığmadı. Bu deli gönlüm. Tek kişilik bir murettabat. Yol da benim, Yolcu da ben, İnanır mısınız, Yollarda aşınan da. Uzak değil, yakında sayılmaz. Ama, İnanın bir peron hak eder, Bu yolculuk. Buraya kadar yazdığım halde, Hala içinde sen geçen bir cümle kurmadım. Ve hala daha kurmuş değilim. İçinde sen de geçsen. Olumsuz bir cümle bu. Dil o kadar elastik ki, Olur olmadık bir kelime dahi, Aklının alamayacağı manaları kucaklayabiliyor. Ama ben hala sen demeden, Sen demişim gibi hissedeceğim, Benimseyeceğim bir kelimeyi, Yatırmadim koynuma. Ben de geceler hala bundan soğuktur. Bazı geceler, Kendi ayaklarıyla gelir ilham, Bu cümlenin bir benzerine, Bu şiirin ilk cümlesinde rastlayabilirsin. İnsanlar rastlar bazı şeylerin benzerine. Dünya aldı başını gidiyor. İnanır mısın sevgilim, Kan deryasının ortasında, Bu sandalla karaya çıkmak için kürek sallarken. Anasını babasını kaybeden küçük çocukların nidaları, Kaçırırken bazı geceler uykumu. Açlıktan midesi büzüşe büzüşe ölen insanların var olduğu, Kursağıma takarken lokmalarımı. Sana yazmak, İnan aptallık gibi geliyor. İnsanlar rastlıyor birbirlerine. Ama erken ama geç. Ama isteyerek ama istem dışı. Ben bir benzerine rastlayamadığım için, Kendimi çok şanssız hissediyorum. Yerini sana hiç benzemeyen birine bırakma fikri. Beynimi bir derin dondurucunun içine atıyor. Donuyorum. Ve kesiliyor dünya ile bağım. Nitekim dünya yaşanacak bir yer olmaktan çıktı. Gül solacak, Dikeni de var hem. Kanı oldum olası sevmem. Seni dünyanın barışı görene kadar seveceğimi bil isterim. |