Uyaksız aşk
Sıcak nefesin yanağımı terketti terkedeli
Hırpani gönlüme yokluğunu kazıyorum Ağularla yavaş yavaş Kuytu köşelere, nehir dibindeki ağaçlara Ağustos sıcağında adını kazıyorum Siyah bir taşla ayyaş ayyaş Gittin gideli yatağımız hiç bozulmadı Örtüsü hala tertemiz hiç dokunulmadı Hayalinden bir bulut yaptım kendime Uyku girmiyor bir türlü gözlerime Aklımda hep sen, hep sen Seni ilk gördüğüm o günü hatırladım Kördüğüm olmuştu ayaklarım dolaş dolaş Ellerimde titrek acayip bir telaş O gün içimde ateş yakan masmavi bakışlarındı Bedenimde yangın çıkaran simsiyah saçlarındı Yatak yaptım kendime alevlerden Alıştım acıya da Gönlümde hep sen, hep sen Ten kokun yapışmış tenime Kırk kez yıkansam da çıkmaz yine Bakışlarının gönlüme borçlu kalışı Kalbimi yangın yerine çeviren Aşkının benden uzak duruşu Bir seccadenin ibadetsiz kalışı Ancak bir ölümle olurdu Tanrı böyle diledi Dört mevsim, Bahar ’sız kaldı Cahit Fıkırkoca 30.05.2021, Ankara |