SEN MUTLU OL YETER!..
Gönlüme küsmüşüm efkârımla boğuşurken
Sevda yanığı buğdayım kıraçlarda Kavrulmuş başağım yağmur damlasına hasret Gözyaşım Ağustos sıcaklığı alev alev çölleşir Baharlardan eser kalmadı, kanı çekildi damarlarımın Vefa diyarında rahmetler kesildi, dualar geçersiz Köhnemiş gövdem Kupkuru dallarım Dirilişi olmayan mevsimlerde debelenir dururum... Seninle kavlimiz vardı ömre merdiven dayarken Yeminler verilmişti adaklar kesilirken Ela gözlerde nice gün batımları batırmıştı Rıhtım kuytularında sevişirken Sevdamız nice gemileri Okyanus’ta batırmıştı Gün gelip çattığında Ayrılık rüzgârı vurmuştu bizi kalbimizden Savrulup gitmiştik meçhullere Meğerse kalbinin atışlarında bir yabancı varmış!.. Irak kaldı sevdamız pembe düşlerimizden Kollarında bir başka sevda pusuda yatarken Mahzenlere çekildim koynumda saklayarak seni İnzivaya siperlenerek içebildiğimce içtim Kör kurşunlara hedef olayım diye Kurtuluş’ta gezindim geceleri Çekilecek acılar varmış ki; azrail’le buluşamadım Beklenen bahar gelmeyecek şimdi Pejmür hallimle dolaşırım yürek çıkmazı sokaklarda Not defterime bir şerh düştüm gülümseyerek ’’SEN MUTLU OL YETER!’’ Zafer Direniş ... Karabulut. |
Sen mutlu ol yeter, diyebiliyorsa insan...
Artık olmuştur, pişmiştir, hamuru İNSAN kıvamına gelmiştir. Ancak asil bir kalp bu cümleyi kurabilir, herşeye rağmen. Kırmadan, dökmeden, incitmeden olanı kabul ederek devam edebilmek yoluna. Ya benimsin, ya toprağın gibi cahilce bir inanca düşmeden, sen mutlu ol yeter diyebilmek ne güzel.
Evet insan bazen öyle bir raddeye geliyor ki, kör bi kurşun rastlanmaz mı bu bitkin canıma diyor. Diyor amma hiç bir acı sonsuza kadar sürmüyor.
Tebrik, takdir ve saygılarımla sayın üstad ım. Hüzünlü ama samimi bir şiir olmuş. Sağlıcakla kalınız vesselam..