KANDİL
Yıkık dökük bir binanın merdiven altında,
Sıkışıp kalmış hatıraları satıyordu adam, Tozlu, Paslanmış, Kırık dökük, Bir yanları hep eksik. Üzerinde, üflesen de silkelenmeyen bir karış hatırasıyla. Lambalı, önü hasırlı bir radyonun yan tarafında, Bir kandil duruyordu kulpu kırık. Hesaplasan belki hisarlardan da yaşlı… Bedeline kaç hatıra bozdurdum bilinmez; Hayyam’dan kalma testinin, Neyzen dedemden kalma ney’in Yanına bıraktım usulca kandilini! Ve Gidişinde eriyen yürek yağımdan koydum içine, Yanıp duracak artık… Dönüşünde yolunu kaybetme diye. Erkan ÇEVİK İstanbul /Ağustos/2008 |
ÇOK BAŞARILI/ TEBRİKLER !