GÖRESİM GELDİ (ÖZLEM DESTANI -1)
GÖRESİM GELDİ (ÖZLEM DESTANI -1)
Bağçada, davarda, köyde görmedim Nillerde dıldırın göresim geldi Güzden beri sevgi ağı örmedim Özledim baharda öresim geldi Tıfıl günlerimi hayale daldım Belime peştimal azığı aldım Davarla, sığırla baş başa galdım Gölpınar’a doğru süresim geldi Her taraf yemyeşil saldım davarı Kesme çalısıyla örmüş avarı Epey biriktirdik otu, zavarı Bu yıl kış uzun mu sorasım geldi Elinde kavalı dumanlı başı Yoldan sapanlara atıyor taşı Güngörmez, Şaymana, Yaylacık kaşı Beytahtı’na sofra seresim geldi Eskilemiş geçi, inekler dabak Büğelek azıttı inadına bak Aşşa cice yalınayak, baş gabak Acıdım yoluna durasım geldi İlacı, çapayı, suyu sırayla İşimiz olmazdı bizim parayla Bağçaya bakardık yıllık kirayla Eski bağçalara varasım geldi Sevgiyle kucaklar, yardımlaşırdık Kimsesiz fakire erzak daşırdık Yoksulluktan yolu, izi şaşırdık Köylümü özlemle sarasım geldi Harman galdırılır, saman basılır Hasatlar toplanır, hesap kesilir Fasulye badılcan dama asılır Gış odunu çamı yarasım geldi Peş peşe sürüler, ıslık çalan var Göç mevsimi tabi yolda adamlar Eski dostlar belki yanıma damlar Yörüklere selam viresim geldi Uzuneşek, çivi, sinsin oynasak Öş kararıncaya kadar doymasak Oyunbozan yalancıyı duymasak Yalanı, yanlışı yeresim geldi Mümbit topraklara sevgi ekeriz Bereketli hasat deste çekeriz Yalnızca Allaha boyun bükeriz Feleğin çarkını gırasım geldi Öküzleri goştuk gırda tarlası Ortağın omzunda tohum torbası Lepe, övcel, dutmaç hamır çorbası Gaşşığı dibine vurasım geldi Güneşi doğuran analarımız Tereyağlı ayran anılarımız Toprak bereketi sanılarımız Tozlu’ya gıl çadır gurasım geldi Camızpınar, Salan, Çatak gezindim Her yer cıvıl cıvıl dereye indim Yedisinde çocuk gibi sevindim Sümbül, navrız, çiğdem deresim geldi Çok şükür ambara koyduk buğdayı Seymimize düşen seksen havayı Selamete erdir Rabbim yuvayı Huzurla yatağa giresim geldi Her işten anlayan Ahmet amcamı Bilmezler ondaki çileyi, gamı Acılar ki şair eder adamı Gururla göğsümü geresim geldi Arslanköy’de çocuk, safça kalsaydık Para, pul, mal değil gönül çalsaydık Birer Karacoğlan, Elif olsaydık Çocuksu saflığa eresim geldi Düşümde görmüşüm özlemim beter Kışyatağı, Güney gözümde tüter Yelligedik, Melleç bülbülle öter Yazacak çok şey var bu kadar yeter Düşlerimi hayra yorasım geldi Şımarık hallerim aklıma geldi Sevgiyle kaynaşmak hoştu, güzeldi Anzeri der moral nahıl düzeldi Yüzümü yüzüne süresim geldi Ozan Anzeri Nillerde: Nerelerde Dıldırmak: (Çocuklar için) Boş boş anlamsızca vakit geçirmek. Kaytarmak gibi Tıfıl: Küçük çocuk Peştimal: Azık, yiyeceğin sarıldığı bez Avar: Sebzelik Zavar: Hayvanlara yedirilmek iççin hazırlanmış tahıl kırması Eskilemek: Davarlarda bir tür hastalık Geçi: Keçi Dabak: Hayvanların ayağında bir tür hastalık Büğelek: Sığırları rahatsız eden bir tür arı Cice: Abla Gışlık: Kış ihtiyaçları Çomaç: Bir tür dürüm Öş kararması: Akşam karanlığının çökmesi Gırda: Kırda, kırsal alanda Lepe, övcel, tutmaç, hamır çorbası: Arslanköy’e ait yemek türleri Seyim: Pay, hisse Sapcık: Mısır bitkisinin koçanı alınmış hali, hayvanlara yiyecek olarak verilir |