TÜRKLÜĞE ÇAĞRI
dağlara,
dağlara sevdalıydık aslında biz. nemize gerekti inmek düz ovalara, bulaşmak ite, sıtmaya? bizi analarımız kaya tuzuna belemiş, çelik gibi sert kar suyunda durulamış, kondurmuşlar yüreğimize mertlik ovalılar gibi yapamayız asla döneklik. gelen ağam, giden paşam değildir bizde, verdiğimiz ikrar kalmaz sözde. ne vakit kurmuşsak bir devlet misal olmuş tarihe adalet. zaman şehirlerde eskitip özümüzü Türk dilinden başka söyler olduk mu sözümüzü eriyip gitmişiz mayıs sonu yağan kar gibi. riya bilmeyen ruhumuza, üfleyip din-mezhep- tarikatı bağlamışlar yüreklerimizi, zihinlerimizi tanımaz olmuşuz ceddimizi, töremizi, fitneye, fesatta bulayıp her birimizi almışlar elimizden baba bildiğimiz devletlerimizi. Ey Türk uyan artık uyan, etrafın dolu şeytanın değirmenine su taşıyan. eğilme, bükülme kimseye kalmadı sana da kalmayacak bu dünya! bir lokma, bir hırka yeter dik durursan atalarının ruhu şad olacak, göremeyeceğin nesiller seni başında taşıyacak işte budur, işte budur benim atam haine, düzenbaza bırakmadı şükür başımız dik Türk oğluyum, Türk kızıyım ben, geçmişiyle, geleceği ile tarihe destanlar bırakan, diyecek. |
etrafın dolu şeytanın değirmenine su taşıyan.
eğilme, bükülme kimseye kalmadı
sana da kalmayacak bu dünya!
bir lokma, bir hırka yeter
dik durursan atalarının ruhu şad olacak,
göremeyeceğin nesiller seni başında taşıyacak"
şiirinizi beğeniyle okudum.