YAKAMI BIRAKMIYOR
Yine yükünü tutmuş, acı ve dert kervanı
Öyle sıkı tutmuş ki, yakamı bırakmıyor Develeri çekerken, gördüm ben o mervanı Öyle düğüm atmış ki, yakamı bırakmıyor Hani kafan atınca, kenara atamazsın Bitirmek için ise, huzura katamazsın Bu kervanın yükünü, pazarda satamazsın Bir birine katmış ki, yakamı bırakmıyor Beni perişan gören, eş, dost, akraba ne der Çaresiz bir kenarda, bekliyorum derbeder Elemle gardaş olmuş, gam ile hemhal eder Gırtlağa dek batmış ki, yakamı bırakmıyor Sorunların üstüne, yeni sorun doğarmış Ne zaman huzur gelse, acı onu boğarmış Alnında çizgiler, saçlar çoktan ağarmış Çok acılar tatmış ki, yakamı bırakmıyor Ufukları, yolları, taramaya gerek yok Farklı istikamete, yürümeye gerek yok Nereden çıkar diye, aramaya gerek yok Bir zulaya yatmış ki, yakamı bırakmıyor Sanmayasın gün olur, mutlulukla barışır Bir dakka rahat vermez, hayatıma karışır Anılarım dert kokar, hüzünlerle yarışır Öyle zaman yutmuş ki, yakamı bırakmıyor Yıllar yılı güzellik, gözlerimde tutüyor Düşüncemin altın da, bil ki huzur yatıyor Ömür denilen süre, gün gelince bitiyor Lüzumsuz’a çatmış ki, yakamı bırakmıyor Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ MERVAN: Eşek, yaya, kuvars, katı taş, ateş yakan (Bu şiirde EŞEK manasında kullanılmıştır) |