Eğreti
Kırık dökük
Cam parçası her şey ve her yer Gözlerim halı desenlerinde Sırtımda bir öküz Karşımda herkes Oysa Cansuyuna uzanan Bir bitki gibiydim Böyle üşümezdi Durduk yere ellerim hatta kanamazdı Eğreti Üzerime yakışmadığı gibi Hiç kimseye yakışmayacağını Ölümüne bildiğim Bir sevgisizlik ve ağır yalnızlık Hayat Öyleymiş derler Kim bilir kim verdi bu ismi Tadımlık bir ikram Gelgeç sofralarda uğursuz bir tören Tuzak Tozpembe denilen Bir bağ bozum ilişki Herkes herkesin sevgilisi Yadırgadığın halde dişin geçmez Sonra bir gün Geçersin Her’lerden ve gün olur O öküzü Yere çalarsın ve artık hiçbir ’her’ sana eğreti durmaz |