ROMAN DEDİLERkendi halinde insanlardık, Hint ellerinde. ne hır, ne gür bilirdik yaşayıp giderdik dostluk içinde. aza yerinmez, çoğa sevinmezdik kanaat kardık gönlümüzce. Avrupa’dan, ön Asya’dan geldi ceberut zebaniler alıp sürdüler yurdumuzdan bilmediğimiz yaban ellere öyle katı idi ki gittiğimiz eller ne yer verdiler ne de yurt. yaban kaldık yaban içinde. tenimizin rengine bakıp roman dediler bizlere. at arabası ve çadırlarda doğup öldük yüz yıllarca. hasat edilmiş tarlalarda aradık rızkımızı kırıntılarla yetindik asırlarca. kırıldık, vurulduk, yakıldık medeniyetin merkez Avrupa’da. hoş görülü derler ya Osmanlıya sevimsiz göstermek için cellatları bile bizden seçti, şiirlere geçtik sevimsizce. cumhuriyeti çok sevdik çünkü nüfus cüzdanı verdi bize.. ama hala kıptıydık senelerce. çoğaldı memleket nüfusu bizde de bitti göçebelik, şehirlerin kenarına yerleştik. bebeğimizi karnımızı, doyurmak için aşırmışsak bir ekmek hepimiz olduk hırsız. öyle ezildik, öyle horlandık ve öyle dışlandık ki alıştık sonunda hayatı günlük yaşamaya. bu da bizim intikamımızdı beyaz insandan, biliyoruz imreniyorlar şimdi. malları mülkleri ve onların tasası unutturmuş onlara gülmeyi... anlayamıyorlar ama, biliyoruz kıskanıyorlar bizleri... |