Yaşar Kemal Anısına
Geceler uzun ve yaşanmışlıklarıyla çalkalanıyordu
Uzaklardan ırak bir köşede ağır ağır şafağın sökümünedek Ağır ağır işliyordu zaman Birgün uçsuz bucaksız bir bozkırın tam ortasında Bir an dalıp gidiyor gibiydi Zamanın çarklarının yavaş yavaş işlediği o vakitler Eski viraneye dönmüş evinde eski daktilo başında bir şey karalar gibiydi Çok yokluk çektiğinde elinde kala kala babasının emekli maaşı kalmış Aza az yetinmeyi öğrenmişti o vakitler de Hayallerinde hep bir yazar olmak Anadolu’yu, çekilen çileler satırlarla buluşturmak vardı Kimi zaman mürekkep alacak para bile bulamaz Eski bedeni gibi yıpranmış kağıtlara avuturdu kendini Gün oldu karnı doydu gözü doydu Gün oldu ekmeğe muhtaç aç yattı gecelerce Şafağın ilk saatlerinde yine virane evinde Eski bir şöminenin ısıttığı odada yazmalara koyuldu Yolda, kahvehane de hep bu hayalle avuttu kendini Fakat yılmadı, direndi Zaman Çağlayan olup aktı Gökyüzü zafer çığlıklarından kızıla döndü Bizim yılgın yazar eski daktilosuyla şahaserler yarattı O çocukken ki utangaçlığından dev bir yazar doğdu Ama o nereden geldiğini unutmadı O kalabalık hayranlarından sıyrılıp annesinin mezarında soluğu aldı Ufak bir kağıt parçasını toprağın derinliklerine gömdü İçinde ne fırtınalar kopuyordu bilinmez oracıkta ağlayan kardeşine mani olamadı Gün geldi mahşeri kalabalık adına efsaneler yazdı Adına İnce Memet oldu kimi zaman Ama o unutmadı Çukurova’nın çorak sıcağını Ona Yaşar Kemal denildi Ama hala o eski Kemal’i. Yılgın yüreklerde bır sır olup kaldı... |