Rengarenk Karalarım
RENGARENK KARALARIM
Kara yazılı kara yazmalı bir anne doğurdu beni kapkara bir gecede. Kara taş duvarlı, kara hartama örtülü bir kelifte, Ben ilk önce karayı sevdim. Kara lâmbanın cılız ışığıyla aydınlanırdı zar zor kapkara duvarlar. Kara zincirde asılı kara güğümün fokur fokur kaynadığı bir ateş, O kara dumanlı açık ateşin yanına kurmuşlar tahta beşiğimi. Büyük dedemin yaptığı o tahta beşikte kapkaraydı. Ben hep en çok karayı sevdim. Biraz büyüyünce kara manduladan pantolonum, kara lâstikten ayakkabılarım oldu. Halâ onların kokusunu alırım sanki baş ucumda ve aynı heyecanı da. İlk sevgilim köpeğim karabaştı, sonra buzağa karagülde karıştı aramıza. Ben önce karayı sevdim, karanın renklerini sevdim. Sonra yeşili çimende yaprakta. Maviyi gökte, Alı, moru, sarıyı, çiçeklerde,. Ama ben en çok karayı sevdim. Sonbaharın sonuna kara güz, kışın ortasına kara kış dediler. Düşünürdüm bembeyaz karın yağdığı kışa neden kara derler diye. Denizden kalkıp gelen sise kara duman derdiler. Denizimizin adı bile "Karadenizdi" yahu! Karadeniz...! Kara kargalar kara haberleri çağrıştırdı. En meşhur kuşlardan biriydi karatavuklar. Bülbül gibi öterlerdi seher vaktinden akşamın karanlığına dek. Dedim ya! Ben en çok karayı sevdim karayı. Kara taş duvarlı köy mektebinde de kara önlük giydim. Sınıfta kara tahta çıktı karşıma. Büyüdükçe anladımki; benim karalarım bir renk değil, hayatın kendisiymiş. Meğer benim karalarım rengârenkmiş. Benim karalarım birer ahenkmiş. Şimdi hayalini kurduğum renklerin hayâl kırıklığını yaşıyorum. Kaybettiğim karalarımın renklerini arıyorum. Kazanacağımı zannettiğim herşey meğerse elimdeki zenginliğin hırsızıymış. Meğer benim karalarım rengârenkmiş. Hakan Yaşar Erkan |
Yüreğine sağlık.
Nice güzel şiirlere...