Şaşılacak Bir Şey Yok
Şaşmadım rüyada görünce hayalimi
yeryüzü bahçeme bulutlar yağmur çiseler Gönlüme açan çiçeklere pervane kuşlar arı sanmıştım kendimi Beş göz altı bacakla dans ederdim uyurken Şaşılacak bir şey yok karpuz ve nar bir çocuğun kucağında büyürken bütün ışıklara çekilmişti perdeler Karun’un elindeydi bin odalı evin anahtarları yüklü eşeğin yuları O salgın eşek hiç el yıkamazdı Pislik içinden koku yayılırken her yere Sapıklık sevinsin diye ailenin direği evinden kovulduğunda kahroldum ben aynı nedenle onlar gülme krizinde şaşılacak bir şey yok uşaklar ceplerindeki tanrılarla beraber kıs kıs güldüler koca bir devlet çıktı bir adamın içinden ben o zaman tiksindim kustum kustum çıkardım geçmişimi tükürdüm yerli pilavın içinden beyaz Çin çıkmıştı başı kesikti bütün horozların nasılsa şaşılacak bir şey yok elimin tuttuğu elin yapıştığı ak bir dava eliydi sanmıştım yola çıkarken adamların çoğu bittiğinde azı da kalmamıştı bu yıldan sonra hamdolsun garip ve acı tarafındaydık yolun şaşılacak bir şey yok hülyalar avuçta uyuyunca geceler ne kadar kısa ne kadar sıcak ve huzurluydu aydan ısınırdı gönüller karanlık sıyrılınca geceden çoban sürüyü ıssız bir dağda bırakmıştı herkes biliyordu bunu zaten şaşılacak bir şey yok köprüler uzanınca arsız karaya Baskın yiyen yetimler ağlaşır yatağı soğuyan sular toprağın eteğine yapışır ana ne olur bizi bırakma diye sesleri duyan ağaçların dizleri çözülmeye başlar baltalar hırlayan köpekler gibi üzerlerine gelmektedir bu devran bu devran böyle bu devran şaşılacak bir şey yok 15/02/2021 yağmur… |
çok güzel bir eser olmuş