KES/İT
Kuş cıvıltıları
Ve ebem kuşağının Renk cümbüşü eşliğinde O yağmur sonrası aydınlığını Çok severim ben.. Ağaçlar Caddeler, kaldırımlar Yorğun ve Yaralı yürekler Umutla yıkanır, paklanır.. Bütün sevdiklerimizi Bağrında saklayan Toprağın mest edici kokusuyla Bayram eder İçimde ki yaşama sevinci.. *Teşt’te yıkanan çocukluğum gibi; Hayat Bir anlığına da olsa Keşkeler den Hatalar dan Öfkeler den arınır.. Ah! Bir anlık dır bu Yaşamın Polyanna avuntusu.. Çocuk çığlıkları Satıcı bağırtıları Çisil çisil yağmur sefası Biter! Akşamın Ve en açmaz sorunların Eli kulağındadır, Arap kızı Usulca çekilir pencere camından; Parmaklarıyla dokunur Diğer "beyazcam"a, Ve odayı Yaşamları Ve gözü açık uyuyanları esir alır O açlık ve kan kokan O çirkinden de çirkin Gölge oyunları.. Kurğular vals’e başlar, İnce mühendislik tanğo’ya, Büyü bozulur.. Ne gökkuşağı renklerinden, Yağmurun esenliğinden Ne de Umudun tatlı esintisinden Eser kalmamıştır artık.. At İt Eşek anırmakta Papyonlu katırlar tepinmektedir.. Direklerarası’nın ruhuna Binlerce rahmet okutur Bu çirkin, Bencil, Hep çemkiren, İşçiye İşsize Emekliye Çiftçiye Zûlüm le diz çöktüren, Bu acımasız Orta oyunu.. Sevimli göstermek için de Her türden yalanı_dolanı, Kırpıp kırpıp Yalanlardan uzayan burunlarını "Samanyolundan yıldız" diye; Cehaletten ve korkudan Biat etmişlerin Zavallı zihinlerinde Muhtar çakmağı gibi Çakıverirler.. Üç beş gün mutlu mesut Yaşayıp gitmek varken Sessiz ve usulca Naif ve Çocukça Ve tabi ki de Kardeş çe.. Neden; Buğdayı eker Değirmende un eder ama, Hep Bizler aç kalırız? Duvarı örer Demiri büker Çatıyı çatarız da, Neden Bizler çatısız ve yuvasız, Barınaksız kalırız? Ey kemirgen; İyi biliriz biz seni, Sizi! "İyi" dediysem de üstüne alınma, Lafın gelişi yani! Yoksa; İyilik ve güzellikle Uzaktan-yakından benzerliğin yoktur! Nefs’in aç mı aç gözlü ve Doyumsuz dur,! Götürür deveyi hamudu’yla, Ağacı ormanıyla, Toprağı tarlasıyla.. Kötülüğün Mide’i kübra’sı Alabildiğine geniş, Ve iştahası gayet milli Ahtapotun kolları gibi Ama Kökü dışarıda dır.. O güzel insanlar O güzel atlara binip Bir bir giderken, Demirin tunç’una bile değil Tenekenin pasına kaldık.. Kanlı zûlmünden yansır Pasının karası.. Hastalıklı kibri ve Eğosu desen, tavan yapmış Zirvelerde, Arş-ı âlâ lar da dolaşır! Bunca "ah"la Ve yıktığı-yaktığı onca Ocak la Sanır ki abad olacak! Bilmez ki Bunca kötülük le Güzel ve Payidar kalınmaz, Hiç bir adem’i taht da Ve berrak hafızada.. Herkese eşit yağdığı için Yağmuru ben Mazlum halklara benzetirim! İstediğiniz kadar bent örün Akışını Yönünü değiştirin Usul usul yağsa da Hatta Sel olup aksa da Tek bir damlası bile Sebepsiz Güçsüz Rotasız ve hafızasız değildir! Su, Hayat Ve insanın bütünselliğidir, Ayrılmaz Hafifsenemez gerçeği, Yadsınamaz dialektiğidir bu; Kendi çatlağını Yolunu Elbet bulacak Ama hızlı-ama yavaş.. Mutlaka Ama mutlaka AKACAK Özgürlüğüne, Ve Okyanusa kavuşacaktır.. 14:Şubat:2021 (*Teşt= Büyük leğen) |
insandan
isyana
göç