Madenci
Yerin dibinde, bir sıcak ekmek için karardı beyaz teni
Soğuk yuvalar ısınsın diye buz tuttu elleri Işığa hasret yılları bitirdi ömründen Kim bilir ne kadar geçmişti kendinden Yaşamaya çalışmaktı, karayazısıydı kararmış gözleri Simsiyah kesildi biçare mecalsiz bedeni Haykırdı aydınlığa cılız fenerinin ışığından Harap ve bitap düştü ne kaldı sağlığından Yine yeryüzünü ısıtacaktı indi en derin karanlığa Bu sefer çıkamadı veda etti aydınlığa Kaldı hayalleri bir göçüğün altında Yürekleri yaktı zemheri soğuğunda Çalışmayacaktı artık son günüydü madende Kömür oldu, taş oldu, nefessiz yoldaş oldu En acı gerçeklere sımsıcak düş oldu Yerin en derin sessizliğinden, yeryüzüne ses oldu |