"BABAN" DEMİŞTİ ADAM
İyi hissetmiyordu
Hoş değildi durumu Ne olursa olsun ile Kırmıştı gururunu Onun en son arzusu Görmekti torununu Beş yıl önce görmüştü onu Tavan arasından indirdi Tahtadan bavulunu Aldığı hediyeyle doldu bavulu Gidip giydirecekti öpecekti onu Ümitle başladı Meşakkatli yolculuğu Ovdu durdu dizini Sonu gelmez yol boyu Çileye razı oldu Bekliyordu torunu Gün batımı ulaşmıştı adrese Heyecandan olmalı Elleri titriyordu Usulca bastı kapı ziline Torunu çıkıverdi, kapının eşiğine Çocuk bağırdı, Dilenci geldi anne Oysa sevgiyle bakmıştı Torunun gözlerine Oğlum o senin deden dedi annesi Anlamamıştı çocuk Kim bilir kimin nesi Kollarını açmıştı Oysa dedesi Buyur etti gelini Hoş geldin dedi Öptü elini Koşarak uzaklaştı oradan çocuk Adam açtı bavulu elinde gocuk Ağustosta bu ne dedi gelini Adam usulca çekti Havadaki elini Elinde gocuk ile yaklaştı torununa Giydirmeden takıverdi Torununun koluna İlgilenmedi çocuk Hediyeyi attı kolundan Oyuncak oynuyordu Ayrılmadı oyundan Atma oğlum dedi hediyesi dedenin Dede olsun dedi Kışın giydirin Ter içinde kalmıştı ayakta yorgun adam Gelin sediri gösterdi Oraya otur babam Oğlunu sordu yavaşça Haylaz oğlum nerede Biraz geç gelir dedi gelin Sanırım meyhanede Hoşuna gitmemişti Evdeki durum Sen niye geldin dedi Yerdeki torun Senin karnın da açtır değil mi Dedi gelin Aç isen köfteciye Bir telefon edelim Zahmet etme kızım dedi adam Ben bir şeyler getirdim Sen bir çay koy kızım Peynir ekmek yiyelim Yalvar yakar kucakladı torunu Hasretle öpüp kokladı onu Çocuk iki eliyle sıkıyordu burnunu Sen ter kokuyorsun dedi kaçtı elinden Adamcağız kıpkırmızı oldu Utanmıştı gelinden Öylece oturdu Sedire ses etmeden Tam bir hayal kırıklığı o anki yaşadığı Yorgunluktan uyuyakaldı kafa yandan aşağı Gelini baba dedi elinde çay bardağı Peynir korsun deyip Bıraktı boş tabağı Gel beraber yiyelim dedi adam Gelin dedi ki Biz tokuz sen ye babam Yakasına peçete koydu Dökülmesin diyerek Düşen peynir kırıntısını Almıştı eğilerek Yiyemedi adamcağız Lokma boğazda kaldı Yorgunluktan öylece Hemen uykuya daldı Vakit çok geç olmuştu Gürültüye uyandı Gördüğü gerçek değil Belkide bir rüyaydı Tartışma yaşıyordu Oğlu ile gelini Her yeri ağrıyordu Zor doğrulttu belini Oğlum bu ne haldir Bunca zaman neredesin Oğluysa cevap verdi Baba sen niye geldin Kısık bir ses tonuyla Torunumu özledim Öylece çekildiler Kendi odalarına Çaresiz adamcağız Uyku haramdı ona Zorla ulaştı adam Gecenin sabahına Daha gün ağarmadan Çıktı evlat evinden Bilet alıp bekledi İlk yolcu treninden Genzine akıyordu gözlerindeki yaş İçi kan ağlıyordu ağır geldi ona baş Eve zar zor ulaştı Yorgun ve yaşlı beden Mutlu olması için Kalmadı hiç bir neden Güzel bir uyku için, girmişti yatağına Kafası takılmıştı oğlunun batağına Sanki son uyku gibi Gözden akmıştı yaşı Uykuya dalar dalmaz Yastıktan düştü başı Günler sonra bulundu Çürümüştü naaşı Eşi dostu toplanıp, kaldırdılar naaşını İmam tarih çızıktırıp, dikti mezar taşını Ertesi gün koşarak geldi vefasız oğlu Evi barkı satarak, gitti akşama doğru Evi alan kişiler Bir not buldu dolaptan İki dörtlük yazmıştı Ölmeden önce adam "Bak oğul bu ders bana, imanı kazandırdı Öyle huzur verdi ki, sonumu hızlandırdı Babamı hatırladım, o da yapayalnızdı Son anda yaradanım, bu şiiri yazdırdı Bana miras kalmıştı bir beddua babadan Babam nadim olmuştur, bu ettiği hatadan Ben hayır diliyorum, uzağım bedduadan Deden beni bekliyor, geçmek için sırattan"... İmza atıp altına "Baban" demişti adam... Mayıs. 2016. Bülent ARKAN |