BOŞLUK DOLDURMAK
Eli bastonunda baston şakağındaydı
Kara kara düşünüyordu ihtiyar Bazen kaşlarını oynatıyor Bazen dudak büküp dişlerini sıkıyor Bazen de hafiften homurdanıyordu Yanına oturduğumun farkında bile değildi Yorgundu Dalgındı Pişmanlık okunuyordu yüzündeki çizgi aralarından Selam verdim duymadı Çizgi aralarına diktim gözümü Bin bir defa keşke Sayılamayacak kadar bir daha mı Üç beş tane de çok şükür yazıyordu Belli ki çok çile çekmişti Dikkat çekmek için kuvvetlice öksürdüm Duymayınca aksırdım İrkilerek yüzüme baktı Kalkacak gibi oldu Vazgeçti tekrar oturdu Merhabalaştık Bakıştık Tanıştık Hayırdır sizi çok üzgün gördüm deyince -Yok evlat dedi her zamanki halim -Nasıl yani her zaman üzgün müsünüz -Öyle sayılır -Birkaç defa üzgün olmadığım da oldu evlat -Onlar çocukluk günlerimdeydi -Masumiyetim bitince beni terkettiler Kaç yaşındasınız dedim -On biri hoş -Ondan sonrası boş -Altı ayda yetmişten sonrası var Nasıl yani dedim -Bak evlat -Elden ayaktan düştük ya -Tekrar masumlaştık ya -O yüzden -Şimdi atmış yıllık boşluğu doldurmaya çalışıyorum -Ondan yorgunum -Panikledim mutsuzum -Vakit yok umutsuzum Derken Ezan sesiyle birlikte -Hadi bana eyvallah -Ben boşluk doldurmaya gidiyorum Deyiverdi "Boşluk doldurmak" Tabiiii ki yaaaa Deyip Koştum peşinden... Bülent ARKAN |
Harika bir şiirdi.
Tebrikler.
Saygılar.