YETİM SALİH
YETİM SALİH
Bir çobandı o dul bir ananın büyük oğlu Mehmet Ali Eşeğini satmıştı Mehmet Ali Okutmak için kardeşi Salih’i Sırtında odun taşırdı öf bile demezdi Okumalı diyordu kardeşim Salih Okuyup kravatlı iskarpinli büyük adam olmalı Bir yılan girmişti vatana Bir yılan ki yedi başlı ejderha İkilik getiren kin nefret kusan bir yılan Ortalık kıçını kurtarmadan vatan kurtaranlarla dolmuştu Salih uzaktı yalanla dolanla beyni dumura uğramışlar dan Taraf olmayan bertaraf olmalı diyordu cehlin çukuru Uzatmayalım algı tezgahından geçmiş Aslında sahip çıkmada yetersiz kalan devletin Kurbanı seçilmiş sahibinin telinden çalan ihanetin Eline tutuşturduğu cahil bir elden çıkan mermi Değdi Salih’e Salih düştü yere düşen ülkeydi Mehmet Ali’nin ümidi ıraz ananın fidanı Kara haber tez duyulur ya Mehmet Ali yıkıldı yıkılan ülkeydi aslında Iraz ana kendini dağlara vurdu Salih’im fidanım Nasıl kıydılar sana der dolaşır işte Mehmet Ali kavalı dertli çalar o gün bu gündür Koyunları dertli çalınca eşlik eder kavalına İşte o günden sonra ne zaman kravat taksam iskarpin giysem Mehmet Ali’nin ümidi Iraz ananın fidanı Yetim Salih’in hazin öyküsü gelir aklıma Dilerim ki ibret alsın Milletim. 04/05/1985 |
Emeğine yüreğine sağlık usta
_______________________________________Selamlar