Kuyrukname
Kim ne görürse onu yapıyor
Tüpten terfi ettik ayçiçek yağı kuyruğuna Unutmadık patates soğanın varlık kuyruğunu da Ey büyük Tanrım ne yücesin ki Sana iman batırıyor Türk Milletini.. Ah güzel ülkem sen hep mi böyleydin Köroğlu Dadaloğlu gibi veresim geldi minareden sela’nı Atatürk gibi de tutup kaldırasım var milletimi yerden Düşmüşe el vermek yiğitliğin şanındandır demişler "Yıkılmadım ayaktayım Dertlerimle baş başayım" Motor yağ yaksa da Kaporta hala yerinde Her gün bir başka depremle uyanıyor zihnim Gün doğmuyor kafatasım yüzümden Kırsam açsam tahlil etsem ceviz gibi başımı İnanın herkesi doyurmaya yeter. Benim imanım sizin Tanrılarınıza Allahlarınıza değil Yeni bir Tanrı arıyorum bulursam söylerim Ne demişler, "arayan bulamaz amma bulanlar arayanlardır" Bir küp gibi toprakta mı saklı insanlık Bir kuş gibi gökte mi gezer talih Eyvah eyvah kekliğim sana mı düştü bu yük Bir Yılkı başı gibi denizlere uzanan bu vatan benim. Askerliğimi de yaptım yani poşet olarak Kız almaya yeterli donanımım var Gelin başı gibi süsleyeceğim inanın İş, aş, istihdam, adalet, hukuk, insan hakkı, eşitlik, onurlu bir yaşam için Kendimi size ihale bile edebilirim. Bir millet koşarken cehenneme Kollarımı iyi yana açıp, durun demek istiyorum.. Durun...! "Benim bilmiş olduklarımı bilseydiniz az güler çok ağlardınız.." Eminim, son kararım... Sıradaki soruyu alabilirim! Ne o, kafa göz kol bacak kelle Duymadığım bilmediğim gönüllerden bin türlü küfürlü sözler Kimin bunlar, gökten yağıyor başıma Rahmetini esirgemeyen yüce Tanrım Nerede hata yaptın, bereket yağdırmayı mı unuttun Nedir benim bu halim, her gün ölülerle konuşuyorum. Nefes isterim buğday değil Ne olur anla beni, artık delireceğim. Delilere hesap yok dememiş miydin Deli cennetinde bulunacak mı altından ırmaklar akan tarlalar İstemem yan cebime koy Tanrım. Hasadını yalnız kaldırmaya gücüm yetmez Hani benim komşularım Mars Jüpiter Merkür Bilinmez diyara giden Atatürk, ne gün döner yurduna! Hayda rinna rinna hay huy... Zeybeğin diz vuruşu titretiyor kirpiklerimi Gördüm mü bir bacının kıvrılmayan belini Arkadaş, ayrılıyor yolumuz Sen eski Tanrıların türkülerini tutturmuş fısıldıyorken Ben uyuduğumda değil uyandığımda ölüyorum aniden Ve yine başlıyor bitmeyen işkence Sizler Tanrıyla hasbihal ederken, bir ben kaldım el pençe... Evet efendim burada zengin kafiye var. İncecikten esiyor bir rüzgar Elif elif diye Duymuyor musunuz, duymuyor musunuz Kimin bu aynalardan bakan yüz Yoksa ben miyim arzı boynuzunda taşıyan öküz. Sineklerin üşüşmesi gibi boka Üşüşmeyin üstüme Gidin uzaklaşın kaçın benden öte diyara Topraktaki dostlarımla ne güzel bir düzen kurmuşuz Kardelenler yetiştireceğim dostlarım; Ev eşyamdınız, haciz mi geldi de kayboldunuz Yoksa ... Yoksa daha mı kötüsü oldu Aç kollarını sevgilim balkonunun altındayım Lütfen bağlamamın telini dinle... Senin bir gülüşün için ben ne acılar çektim Siz nereden bileceksiniz Kum gibi kum gibi... Yürü bre Hızır Paşa Azrail gelir su bulamaz artık değirmenin Nasıl un öğüteceksin sonra Kandan irinden kemikten Her gün sofranda bir başka yetimin öksüzün kellesi Görmüyor musun bre... Turistler gelmiş incik boncuk satacağım Hristiyanlara İsa Meryem heykelleri İslamilere tekke tespih seccade dua kitapları Ne de olsa peygamber mesleğidir bu ticaret Ey büyük Rabbim bana ilhamını değil gerçeği lütfet! Saçlarına yıldız düşmüş annem Öz menem söz menem göz menem vatanıma Ey gönül yaşından anlayan dağlar Ne söyler bu dağa çoban çeşmesi Uzaktan uzağa seslenir şairler Bir göz açıp kapayıncaya kadar biter vesairler Karadır kaşlarım benim Gözlerim gök kara Sulara düşmüş ayın şavkı gibi Güneş topluyorum milletim için... Müezzin de bağırmasa bu vakit Hiç bitmez inanın bu şiir Öyle deme üstadım ustam Bu da bir şiir, bu da bir şair... Belgesini çaldırmış robotlara Hani nerde benim replikalarım baba Hani nerde saçlarından kır çiçekleri topladığım sevgilim Kardeşim arkadaşım dostum bütün Turan illeri Nerde benim gençliğim anne Hani benim mezarım kabristanım Bir çınar fidanı dikin baş ucuma Nasılsa bir sultan gelir döker can suyunu Benim cesedimi insanlar değil anne Tanrılar kaldırır ancak Unutmayın asla Ben ölsem de tüter bu vatanda en son ocak! Tırtıllar gelir başucuma Kemik kurtları Sen gelmez oldun bozkurdum ayım parsım tilkim porsuğum Arda boylarında sıra sıra selviler Benim türkümü dinler Benim yüreğimde inler Belki bir sonraki yaşamımda buluşuruz üstadım Sizler erken gitmişsiniz biz geç gelmişiz Kavuşamamamız ondan Yoksa kader değil hiç bir şey Ben zindanlarda büyütürüm umutlarımı Tanrı da ancak zindanlarda yaşar Şeytan azapta gerek değil mi Bir’e mel’un bir’e gamsız tasasız ukala küstah Tanrı bile senin kadar eziyet etmedi dimağlara... Def’ol gözüm görmesin seni.. Çöp karıştırır ülkemin insanları Sana yeni bir Tanrı mı yaratalım yani.. Var git arşa anlat derdini Deli misin divane misin arkadaş Düşlerde sevdim seni.. Hâlâ söyleyemedim. Sana ben nice sırlar büyüttüm aşkım. Neden söyleyemedim. Çok uzak yollardan koştum geldim Aç kollarını sanayii çiçeği İlim irfan aasım basım nesli aç kollarını Ben geldim! |
Ama bak uzun lakin güzel;))
Sağlıcakla