Binbir Gece Masalı 1ŞEHRAZAT Ürkmüş Kuşlar ve Ceylanların Sesleri:
Binbir Gece Masalı 1 Ürkmüş Kuşlar ve Ceylanların Sesleri:
ŞEHRAZAT 1 Ürkmüş Kuşlar ve Ceylanların Sesleri: (birinci bölüm) Şu uçan kuştan mı akşamdan mı Eskimez duyarlıklar günüdür Sarılır eskiz gözlerine Sen uçan bir kuştun şair Haberler uçurdun yazdan kıştan Sen yıldızdan ve bakıştan Sonsuz eskizler yazan şairdin Unuttu menekşelerde öpüşlerini bir gül Güz sonrası ve sonsuz hüzün Demek adetti sürdün Şiirin kışıdır ve neden Bilinmezi bir gizin Kadında açan kelebektir Ve neden güzün ve akşamın Bir şairi ince ve hazin Yoğurması gerektir Süslüdür çiğ damlası Tanrı akçası şair elinde Hüzün ki en yamçısı sözlerin Geçit vermez bir güldür Geçiyordu şiirimin üstünden bir kış sürüsü Süzülerek saat-i semen fam’ından Cenab’ın Öpüşü güz görmedik güneştir elinde İnci berrak ve deniz Gümüşi bir sedef kakmalı kurşun Ödünç izler bırakarak Huzur bineği develerden Ağır atlas kumaşını devşirir Çin’den yükleyerek sevginin ipliğini ipek Şair hecin devesi Ve yürür denizler gibi gelinciklerden Divançeleri ellerinde şairciklerin Eğilir ve gök üstünde gizli bir eldir şiirin Devşirir olgun başaklarını Görünmez paraya kalp altın ve kadın Kadın gizli bir imge ağzında kalpazanın Ve alnında parıltılı bir güneş Deniz-neden yoklar en çok dilini imgenin- dir gözlerine ve çeker okunu ezbere Yırtılır gömleği güllerin Değilken /pupa yelken Şimdi az eskimiş yüzlerdir bilinir aynalarda Sırlı bir izin gölgesi bereketli ve gür Irmakları soyutlar asa ve yed-i beyza’sı ile Musa Ey şiir sarrafı altın yüklü baharı sonsuzun Saç ortalığa bulunmaz şiir incisini Cömertçe ve esirgemeden Kimi nasılsa kurumuş bir güzü heceler Sen el yazması bir betiksin nasılsa gülmüş Ve gümüş gözlü bekçilerin elinde Çözüldü dilin Çözülmüşken Ve saçların kral heykelleri aslan heykelleri Boğuldun tut ki bir suskunluk oldu adın Akıl ki en köpürtülmüşü yalanın Kral ki gülüşü sessiz öpüşü ezber Kral ağlayışlardan mermer Hafız dedin şiirin menevişi gelirdi Bağ bekçisi evin Güneşli güneşsiz güvenli ve gönenmiş- Gül saatleri yılanların gözlerindedir Elbet ateş kesilir elbet ateş ve elbet Sensiz benim mi/ Ay karanlık rubailerimdir Akşamların gözünde iğretiyken hüzün Neden gittiler neden gittiler Oysa kimsesiz bakışların aptalı Uzaktan okşayan dudakların Bölük-pörçük ve inleyen kartalı/ı Ak/kanatlı ve tavus tüylü Ey şair daha bir gizemi kucakladın Ölü denizlerin yargılı öpüşlerinde Sen ki bir bakirenin eteğine döküldün Artık taze bir gül boy verir her gülüşünde Sırası sana değen bir serçe nöbeti Koş açarak bağrını acılarla koş Al kaftanı içinde gümüş işlenmiş Acıların iklimi yok neden Bu kuşların kargışların Denizde iki çift yelken üveyik süzülüşü Kim sürdü bu duvarı kim suladı sözleri Ve altın kemer işlenmiş kufi Ve şiir çevirdi bakışlarını gökyüzüne Ne arıyor ki işi ne gece ürüyen üryan ilişkilerde Tanır o kimseler ve sormaz Sormaz artık kimleri kimseleri İsteyişleri ne bekleyişlerinde tutuklu olan /yeri gelmişken ve hayırlı bir sürek olmak /varken Biriktirdiğin güllerden şiirin menevişini Gülleri incileri ve tavus tüylerini Gezdirdiğin yerlerden yer altlardan derlediği Ey şiirin ve sözün ustası neredeydin Öğlenden yaz güneşi serinletmeyi kuşları Yürüdün ardınca Şiraz bahçelerinin Mevlana Hafız’la Yunus ve Hayyam Oğlun martıların gölgesinde uğradı ve öldü Ey şiirin nazlı hüması Örtüp usulca serçeleri Kim bilir nerelerin usul yaz serçeleri Ölüm bahar ve nar çekirdekleri Genç kızlarda baş dönmesi yaratılır öğlen İş/leri Bir örnek dizilmiş ince taneleri Alarak ağzından usulcacık O sertçe serçelerin Ki gül devrinde kalma susuş neferi Ve işi boş bir martıyı kuş yapıp toplamaktır Tini tini yürümektir usulca Öpmektir bir kelebeği yeni sabahlarında /gizemin Çocuklar susmaz bu sahneyi menevişli bakışlarla Boş duvar resimleri Van Gogh sitili Gönüllü ve yazmalı deyişlerin ağır işçileri /yürekli işçileri Ve kuş ki katı bir bakıştır Nöbetle geçer bir sayfayı Sen firuze bir çiçeksin Soyca güller ve somnambül Şiirin vakti gelir Kerpiçlerden süslerden yelkenlerden Sedef kalkmalı sandıklarda saklı Kırk haramilerin kız kardeşi Çağı sen mi ışıttın Güzeller geldi sen eğlendin Sabahları elinden bir esiştir Ben öyle yangın yerlerinde yetiştim Tuttum elinden ve sevdim çocukları Bir öyle yalnız ve çocuktum sabahları Ey baktıkça yapılan ve yıkılan sarayları Duvarların duvarların aptalı Tut elimden tut elimden tut/acak Susuşlara gül açtıran kucağı Ben hep sessiz çocuktum yazgılı Senin ilen senin ilen yazgılı Baktıkça ahşap evlere sıcak Kimsesizdim kimsesizdim ve çocuk Ben hep yürüdüm elinden sabahları Dedemle dedemle ve zavallı Görkemli ve serin yaz akşamları Ben hep çocuktum tutan elinden sabahları İşte sevgili sular ve şah taflan çiçek Sevgili gidişler ve taflan çiçek Serpiştirerek Açtım sana açtım sana ve çiçek Denizleri gizleri o güzelim sabahları Eskimiş ciltlerinden aşkımın ilkyazları Ve sen Şehrazat süslü bir at mıydın ve gerçek Şehriyarın aynasından büyülü Süslenmiştin süslenmiştin bu gerçek Şehriyarın aynasından küçücek Uçuyordu kanadında bir çiçek Sen sedef kalkmalı bir çini Dudakları inci yanakları çini Güvercinler içinde mini mini Bir yavrucak bir yavrucak bir yavru Ha uçacak ha uçacak uçacak İlk günlerde ilk günlerde açacak Daha çiçek daha çiçek daha çiğ /ve ince bir yaz güneşi eleğimsağma Renkli güvenişler saklı Ben diyorsam bilgelerden saklı Güzellikle güzelliğe yasaklı/ Ahmet Kemal |
Tebrikler