Kıy bir açlık tabağa
Kıy bir açlık tabağa
bir şey, asil bir şey, iyi bir şey ekmek buğusu gibi değil o sancı gürül gürül içinde nehirler akar dalgalar dış çeperlerini yalar böbreklerin susuz süzülür karınca kaplar bacaklarını iflahını keser açlık gözler görmez kanun yasa korku damak kuruluğu ses tellerin incir kasap önünde kedi bekleşir ciğer fırıncının camları iner aşağı kalbin atışları avuçlarda sirenler takılır peşine sen hiç aç kaldın mı derme çatma gece kondular şiş örgülerle göz ağartan kadın çocuk neşesinde habersiz çocuk kadersi bir alışkanlığın değişmezi gözler ellere dolaşan masumluk göz yaşına mutluluk doğrar gün açlığı beklerken fukara edebiyatı uydurması yoksul sırtında servet yığanların bilsen şu karın tokluğuna zenginliği köpüklü jakuzilerden puro yakarken balya balya banknotlar stoklanır güle oynaya süren hayatlar açlık besler Ahmet Coşkun |