YAZIKLAR OLSUN YAZIK
Avuçlarımda kan gülleri,
Kirpiklerime kan damlaları, yağmurlar Damarlarımda dolaşan o asil kan Dilimde yanık bir vatan türküsü Bu erkekliğe sığmaz kahpe kurşunların Bu kara gecelerin en kırmızıya çalan karası, Yine pis bir kan kokusu sardı vatanımın topraklarını. Sen anavatan nedir bilir misin? Vatan sevgisi neye denir? İçmedin mi anandan bir damla helalinden süt Ey! ... Uğursuz yatakların,soysuz kahkahaların aymaz uşağı, Yüzünü tükürükle boğsan utanmaz Haritasını çiğnediğin dağların en zehirli yılanı Dost gibi sırıtan,koynumuzda beslediğimiz düşman Vuran,yıkan,öldürmekten zevk alan hadım Bunu ancak ve ancak sen yaparsın. Emmemişsin ki anadan helal bir damla süt Nasıl kıydın bu kadar masum cana Ey! ...Canı çıkasıca, Hadi Allahın yok anladık da,vicdanın hangi tozlu rafta Neyin intikamı bu, Türk yazmıyormu elindeki yafta da? Ey! ...Nereye, neden satılmış olduğunu bilmeyen köpek Kana buladığın hürriyetimin kardeş (!) çocuğu Bilmez misin bıçak geldi kemiğe dayandı, Bilmez misin Mustafa Kemal’in torunları ölüm uykusundan uyandı! Kızıla boyansa da güneşin bir yanı, Umuda kan damlasa da bunun hesabını tek tek soracak. Bilmez misin bir ölür, bin kerre doğarız da, boğarız adamı biz. Sanki köpeksiz bir köy meydanı Durmadan etrafımızda geziniyor düşman Sezilmez bir hava gibi yüzer çevremizde, Baştan çıkarıcı belaları salar üzerimize de Neden susarız,kan süzülürken yüreğimize? Güneş mi zapt olundu,öldü mü beyaz güvercinler Zeytin ağaçlarını kim ateşe verdi de Uzatacak tek bir dal bile kalmadı elimizde… Bir baykuş ötüyor gecelerime uzaklardan, Çakallar sürü sürü geziyor,köpekler uzun uzun havlıyor Biz hala delinmiş yaralarımızın vebalini Taşıyoruz kanlı elbiselerimiz de. İyiden iyiye meşrulaşmış, kol gezer terör Büyük cüsseli, küçük adamlar nerdesiniz? Hani Fatih’in torunları,nerde yorgun demokratlar Üzerinize atılmış bir ölü toprağı, Yalan bir cennetin bitmeyen fetvaları İmanla kandırılıp yıkanan beyinler Bin parçaya bölünmüş figüran tipler Söyleyin kimin rolünü üstlendiniz? Bedelini damarlarımızda dolaşan asil kanımızla aldığımız bu topraklar Santimetre karesinde yatan binlerce can Adım atmaya utanıyorken insan Söyleyin hangi soysuz ananın sütünü emdiniz. Haram olsun size üzerinde yaşadığınız vatan toprağı Haram olsun size soluduğunuz hava, Haram olsun karnınızı doyurduğunuz ekmek, Kana kana içtiğiniz su,verdiğimiz bunca emek Öğrettiğim bir harf haram olsun. Kör olsun bakan gözleriniz Kırılsın kardeşinin kanına bulaşan elleriniz! Siz insan değilsiniz! Lanet olsun size ve iş birlikçilerize de YAZIKLAR OLSUN YAZIK |
Göklerin al ve beyaz süsü: Bayrak, bayrağımız… Allığı, kanımız; aklığı, sütümüz.
Fanilerin ulaşabileceği doruk ölümdeki yiğidin, yani şehidin son örtüsü..
Yiğitleri doğuran anaların gelinliği.. Çift renkli çiçekler gibi:
“Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,..”
Milliliğin sembolü, bağımsızlığın teminatı.. Al renkli hakikat.
“Kopardılar ayı gökten,
Bir ipek dala astılar”
Sonra sonra,
“Yurt, dediler gölgesine,
Ayaklarını bastılar.” Öylesine öncelikli, öylesine yücelikli…
Bu bizim herşeyimiz, vatanımız... En değer verdiklerimizin başında....
Tarihin ağladığı, realitenin kalbinin sızladığı
Gül yüzlü insanların bulutlara kuğularla birlikte hıçkırarak
Kavillere sadık özlerin canlara doğan aydınlığı
Kaparak ululuklara uğurladığı demleri kaldırarak
Devşirdiği dünlerin harmandalında hüzün tomurcukları kaldı.
İyi insanlar iyi atlara bindiler gittiler. Giden yiğit insanlar
Yerlerine zeytin dalında çiçeklenmiş közleri bırakamadılar.
Bir uzun nefes, bir uzun sessizliği yuttu da öksüz kaldı bu hatıralar...
Onun uğruna gözü kapalı ölüme gidenler...
Ve bunun için hepimiz sıradayız...
Tarihin şua yüklü hatıralarını, vatan güzelliğinde cemre düşmüş coğrafyalarla
Hoş gönüllüler yaylasına taşıyan yüreğe saygı...
Selam ve kesinlikle Edip'çe tebrik...