Yağmur ve Sen
Yine düştüm yollara
Attım kendimi dağlara Yağmur yağıyor Istrancalara Gözyaşlarım katılıyor yağmura Düşünüyorum ne oldu bana Bu bayramda neden düştüm yollara İstikamet Vize’ den İğne ada’ ya Gözüm ilişti tanıdık bir mekâna Çektim arabayı oturdum masaya Canlandı hatıralar bu aynı masa Oturmuştuk seninle o güzel yıllarda Aylardan Martı şimdi geldi aklıma Ortadaki odun sobasına Cankurtaran gibi nasıl sarılmıştık hatırla Mekân sahibi isteğimizi getirdi çaydanlıkla İçtiğimiz o çayın tadı hala damağımda Aslında keramet çayda değildi gülüm sen vardın yanımda Konaklamadan sonra kalktım gözüm hala masada Sanki bıraktım seni orada Arabayla yol alırken kıvrım kıvrım yollarda Ormanlar ve dağların ardında Gözüküyor Karadeniz ve İğne ada Nasıl olur arkadaş Karadeniz ne kadar uslu burada Sana benzettim Karadenizi bir anda Hırçınlıktan sonra sakinleşirdin hatırla Yanımda olsaydın da hırçınlığın vız gelirdi bana Bir mesaj geldi cep telefonuma Yazıyordu hoş geldiniz Bulgaristan’ a Demek ki çok yakınım sınıra Teşekkürler Bulgaristan’da bulunan Türk Konsolosluğuna Keşke diyorum şimdi olsaydı burada Giderdik yine onunla geyik eti yemeğe Bulgaristan’ a Güzelim ne derdim sana sakın gülme bana Bu sefer şarabı seçme sırası geldi sana Her şey gibi anlardın iyi şarabı da Güzelim istiyorum seni artık anla Yeter ki gel de hemen dönerim İstanbul’a Koy cebine yeşil pasaportu vize yok ya Gidelim yine Bulgaristan’a Yaşayalım bir güzel gün daha Veli PAN 01.08.2020 |
çok güzel bir şiirdi dost bravo
kutlar esenlikler dilerim...