YAKTI BENİ KADILAR
Çıkarına köle olmuş kadılar,
Kara giydi elinizde terazi… Edep verir anne baba dadılar, Hep hamsınız nasıl tarla arazi… Parmak sizin oynatan kim kalemi, Aptal sanma bu dünyada âlemi, Suçsuz insan niye çeker elemi, Binler şimdi ne şehittir ne gazi… Nice hane ateş almış çöküyor, Yanlış karar yürek ciğer söküyor, Gözler çeşme kanlı yaşlar döküyor, Sayenizde çoluk çocuk Niyazi… Dert gölüdür Ortadoğu bölgesi, Kirli elin kanlı olur gölgesi, Per perişan insanların dengesi, Kalem olmuş gözü dönmüş bir Nazi… Cantekin der; çeken bilir acıyı, Ağlatmayın artık anne bacıyı, Gözler gördü sahte kadı hacıyı, Kara vicdan kalpsiz cüzdan bir mazi… NOT: Memleketimde kaymakamlık yapan zat, ağamızın kaymakamı gibi davranıyordu. Ağa kaymakamlıktan çıkmıyordu. Ağa içerde sohbetteyken kimse içeri alınmıyordu. Kaymakam emekli olunca ağanın aleyhinde bir yazı yayınladı. Kendini ağaya diz çöktüren kahraman olarak sunuyordu. Ben de örneklerle ağanın emriyle yaptığı işleri bir köşe yazısında anlattım. Yazıyı şöyle bağlamıştım: Ağaların sofrasına hiç oturmadım. Bir çaylarını bile içmedim. Dün ağanın sofrasında kalkmayanlar, akşama kadar tırşık (sulu yemek) yiyenler emekli olunca kahramanlık yapıyorlar. Yedikleri tırşığı unutuyorlar. Bu cümleden dolayı aleyhime dava açtı. Bütün avukat arkadaşlar, bu cümlede suç unsuru yok dediler. Avukat tutmadım. Kaymakam üç avukatla davayı kazandı. 1 yıl sekiz ay ceza verdiler. 2700 TL avukatların ücretini bana ödettiler. Gösterdiğim hiçbir tanığı dinlemediler. |
gelmiş geçmiş olsun ustam
tebriklerimle