susmuşa ağıtsusma bana olur olmaz insanlardan bahset kör topal ya da kambur olanlardan köprü altlarında dilenen ya da her önüne gelenle sevişenlerden bana insanları anlat gölgeni güneşten nasıl sakladığından ya da nasıl onun karasına boyandığından bahset büyük laf edenleri hiçe say küçüklerden kendinden başla yolum uzun dilim keskin ya konuş ya da bırak gideyim karanlıkta kaldıkça yaktım sarı sabırlarımı ya sev ya da bırak gideyim solmuşları diriltmemi bekleme yeşertemem zamanı yeni baştan yeni oyunlar kuramam benden durduk yere alev almamı isteme küllenmiş ateşleri tek başıma yakamam tek başıma susturamam ağlayan bunca kadını ve kulağına ezandan başka hiçbir şey okunmamış erkekleri tek başıma adam edemem dünya yorgun ve yaşlı bir çocuk perdeni ne kadar erken açarsan o kadar iyi anlamadınız ki siz anlayamadınız kapalı olan kapılar değildi anahtarlarını yaşlı cadıların "tunnuk tunnuk" sakladığı paslanmış göz kapaklarınızdı susma bana geçkinlerin düşkünlerin ve suskunların acımasızlığından bahset durma al götür kendini bak bu tutamadığın kaçıncı göç mevsimi kuşlar çoktan yeni yuvalarını yaptı sen en iyisi en soğuk köşenden başla gitmelere -sıcak ülkelere hulyaperest (birocakikibinyirmibir) |