HİÇ'İNCİ YENİ
Bu yeni bir gün
yeni yıl mış! Kime neye göre ve yepyeni bir başlanğıç mı? Kimbilir? Belki! Sen, korkularını müebbetlediğin hayatını, iğdiş edilmiş iradeni özgür bırakabilirsen eğer neden olmasın? Bırak ki, insanca yaşamaya ve kurtuluşuna dair tüm özlemlerin umuda göversin.. Yani içinde saklı o sonsuz güç ve iraden tam on ikiden vursun.. Bak avuçlarına parmak izlerine ve dahi kök hücreni gizleyen göbek bağına.. Hepsi ayağa kalkmanı bekliyor.. Onurun, ölü taklidi yapan uykuda ki hücrelerin.. Uyan be adam! Uyan da ayağa kalk.. Bak, sınıfdaşların (SEN YOKSAN bir DEĞİL; çok ve hep EKSİĞİZ!) ’e rezerve’lemiş safını, dönder artık şu keserin sapını.. Zülfü yar’e dokununca basarsın feveranı; -bıçak kemiği çoktaaan kesti- ’der de daha neyi beklersin? daha neyi beklersin? bir kez daha tahammülü yok miladı dolmuş rakamlar gibi tarih mezarlığına gömülmeye heba olmaya AŞ/K/IN.. ne kan pompalayan kalbin ne de kronometresi ömrünü tik-tak’layan ışık hızında kıt zamanın, hiç mi hiç tahammülü yok bilesin......, dedim.. Oysa o 《Dediğim dedik, çaldığım düdük》 dedi, dinlemedi gerçeğin çıplak sesini! Yani, sizin anlayacağınız muhtar emminin tarlada ki sarı öküzü kadar bile değeri yokken yaşayıp yaşamadığı bile meçhul ken ne şehit di ne de gazi, ne yoluna gitti dersiniz acep suya sabuna dokunmayan A-politik Niyazi? Yaşardı sürü içinde.. Evinde karısına çocuğuna kurt pozunda, makam ve apoletlerin önünde upuysal bir kuzuydu.. Ne düşünür, ne de sorğulardı.. Sıkı sıkı sarılmıştı rahmetli, imanının ve köleliliğinin paslı zincirlerine, aptallığına sarılır gibi.. İçindeki korku puslu dağlarının yamacında hep nöbetteydi.. Bu yüzden hep kısıktı sesi.. Kısacık ömründe -şükür-den ve zincirlerinde ki -pas- dan çürüdü beter koktu, her nesneye aç yoksul nefesi.. Gerçeklere kör çığlıklara zulme sağır, ıramak kaçmak ağııır ağır, kaçmak ’dı acele telaşlı ve aptalca bu hevesi! Bu kadar ırak ve korkak olunca, bu yüzden kimseler duymadı, zavallı ve sefil ömründe varoluşuna yabancılaşmış o son cılız avazı." yaşarken anlamadı ya bir türlü, uyğun adım hep yerinde sayarken kendini yenilemeden, hiç evrilmeden; giden eski gelen yeni-meni olmuyordu hayali bir cenneti, bakire hurileri beklerken (gerçek cennet içinde) hayatı ıskalayıp hiç mi hiçine, "Hiç"liğe gidiyordu hiçinci Niyazi.. 01:Ocak:2021 |