Burjuvazi kırmızımsı ışık
Bir şehir düşündüm
bu şehir köşeyi dönenlerin mabedi bu şehirde Nietzsche bir dilenci ve ahşap bir evin emperyalist penceresinden sokağı izleyen antik bir silüet az ötede bir tabure üstünde oturan bir fahişe kenar bir kuytuda loş ışıkta gözlerinin meşalesi baronların nağmelerini süslüyordu sanki tüm güzellikler bu fahişede gizlenmişti bu biraz tuhaf değil mi hafif bir tebessümle yabancı bir lisan düşüyordu kızıl dudaklarından gizli virane bakışları maviliği süzerken burjuvazi kırmızımsı bir ışıkta martılar kanat çırpıyordu o taburede oturan o kadın bana baktı uzun süre ve ıslak gözlerle bana baktı sanki yağmur akıyordu damla damla gülümsemenin acısı gözlerinde parlıyordu deniz gibiydi gözleri fırtına gibiydi bakışları bakışın gürültüsünden etkilendim sanki dünyadaki tüm iyilikler bir fahişede toplanmıştı bir Van Gogh tablosu gibiydi haykırışları ve bu karanlıkta yanıma doğru geldi bir göz ve gülümseyen bir el feneri gibiydi poseidon mavisiydi gözleri insanlığa ışık yakan yakamozlar gibi eski helenlerin simgesi bir tanrıça gibi bir şehir düşündüm bir şehir düşündü anlamış mıydı neden onu görmezden geldiğimi bilemem bilemeyiz o şehirde senfonik esen rüzgarın kollarında ayakları çıplaktı tüm limanlar kirliydi hep süslü mü olur bu fahişe puslu gecelerde oysaki o gölgesi zengin bir fakirdi bu şehirde |
Yüreğine emeğine sağlık usta
__________________________________________Selamlar