HENÜZ VAKİT VARKEN
Henüz vakit varken gülüm,
Uyanmadan gerçeğin kabusuyla düşlerden Teslim etmeden sabaha şarap rengi geceyi Üşütmeden yüreği rüzgarın soğuk eli İnatçı bir tutkuya dönüşmeden aşk Tortulaşmış ne varsa içinde ona dair Söküp atmalı bir bir. Henüz vakit varken, Gül yangını sancılar sarmadan yüreğini Tutunmadan gözlerin yağmur bulutlarına Yeni dağlar nehirler çizmeden atlasına Geçmek için karşıya Tozu dumanı yutmalı. Yıkayıp hüzünleri zaman makinesinde Gönlünün güneşinde kurutmalı. İçine gömülerek saklandığın siperde, Olmayacak düşler kuran birisi ’’ Gönlü güvercinli kadın’’ dese de sana Yoksa vuslata dair içinde tek bir umut Unut, her şeyi unut. Henüz vakit varken gülüm, Şiir sürüp yaraların üstüne Azat edip aşka köle yüreği Uçurmalı özgürlüğün göğünde MELAHAT ÇETİNKAYA |