ACIMASIZ GURBET
ACIMASIZ GURBET
Farkına bile varamadan gurbetin kucağında geçti ömrümüz, Bir iken, binlerce oldu büyüdükçe çoğaldı durdu derdimiz, Anne, babanın hasreti ile her gün yandık sönmedi közümüz, Hasretlik denen değirmen de toza döndükte gören olmadı. Sessiz hıçkırıkla ağladık durduk, küçücük körpe çocuklar gibi, Uzattım eli mi tutan olmadı, öksüz, yetim kalmış çocuk gibi, Bırakıp dönemedik, ekmek kavgası sardı kanser hücresi gibi, Nice gecelerimiz aç yatıp aç kalkmak oldu da duyan olmadı. Düştük gurbet sevdasına yorgan döşek kapan terk etti sılayı, Bulamadık kabuk tutmadan saracak kurtlanmış derin yarayı, Sanki açlıktan sefaletten kırıldık geçtikte bıraktık bağı tarlayı, Çekilmez dertleri ekmeğe katık ettik, hal, hatır soran olmadı. Öldük kimiz kaldık gurbette kimimiz gömüldük sıla toprağında, Uyuyunca dert biter sandık, dönüp durduk küf kokan yatağında, Sobalar tütmez, kuşlar ötmez oldu garip kalan baba ocağında, Yüreğimiz de kopan feryatları, duyupta teselli verenler olmadı. Ocaklar mahsun, boyunlar bükük içimiz de kapanmaz yaralar, Çekilen hasreti özlemi dolduramıyor çil çil kazandığın paralar, Sılaya hasret, memleketine özlem duymasın yetişen yavrular, Memleket sevdamızı anlayıp sılaya dönelim diyenler olmadı. |
Bu güzel şiiri, yazan ve bizimle paylaşan Şair Arkadaşımı içtenlikle kutluyorum. Nice güzel şiirlere...