ATINCA NEFSİMİ ÜSTÜNE ÖRSÜN
ATINCA NEFSİMİ ÖRSÜN ÜSTÜNE
Bilirim küsmezsin, dargınsın biraz Sanki kaş altından “gel” dedi gitti. Bakarken andırır yanaklar kiraz Sitemim geçsin de “al” dedi gitti. Gül açan gözlerle baksan cihana Bilmem ki ne yaptım ne ettim sana Bakışın sitemli, kahırdır bana Sözcükte manayı “bil” dedi gitti. Müneccim değilim, tanırım seni Nazların bir güzel değil ki yeni Kahır yumağına sararken beni Parlayan gözlerle “gül” dedi gitti. Yürek incinmez ki seven yüreğe Sevdanın odunda yanmaksa gaye Sözlerin sitemli, dolu kinaye Karıştır maziyi “bul” dedi gitti. Ay değil, gün değil, her an hayali Şirin’in yolunda şimdiki hali Gönül kafesinde bir kuş misal İşte bendeki bu “hal” dedi gitti. Ararken izini hep sine sine Canlandı hatıran anılar düne Atınca nefsimi örsün üstüne Sen de Ferhat gibi “ol” dedi gitti. Rahmeti beklerken yağarsa dolu Ararken izini, kaybettim yolu Unuttum yönleri hem sağı solu Gönülden gönüle “yol” dedi gitti. Dökülen sözcükler dilin balı mı? Aşkın tezgâhı, yoksa kuralı mı? Unuttum günleri gelen salı mı? Kahırı, sitemi “bol” dedi gitti. Kelimeler düğümlendi çıkmıyor Sular deli şimdi durgun akmıyor Ateş sardı neden beni yakmıyor Yüreğe dolunca “kül” dedi gitti. Hey gidi günler hey, gelir mi geri Çile dolmayınca bulunmaz yeri Gözyaşı içinde nazlı seheri Temaşa eyleyip “sil” dedi gitti. Aydınlım ne bilsin Yörük çocuğu Gözleri nemlenir doluyor buğu Dağların başında dikerken tuğu Yürek iklimine “dol” dedi gitti. Musa SERİN, 29.12.2018, ERZURUM |
Yüreğine emeğine sağlık
_______________________________Selamlar