YALNIZ ADAM
Yalnızlığın yüzüne döndürüyorum yüzümü
Tarikatlara derviş oluyorum Nefesime bir ayna satın alıyorum sırat köprüsünden Ayaklarıma bir boyunduruk Tanrının gizli köşelerini yokluyorum Bakıyorum her dokunuşunda ben varım Bakıyorum her uykusuzluk bir mahpus Şafak yangınına çıra oluyorum… Hücremde tufanlar yaratıyorum akşamları Ellerimi bir sürahi gibi dayıyorum alnıma Körpe umutlar yaratıyorum kanımdan Kıyılarıma açıyorum süt beyaz yelkenlerimi Üstelik mavisiz duramam biliyorum Kuytu köşelere bırakıyorum yeşermeye göçebe tohumu Kitapsız bir ozanım bitimsiz acılar sağıyorum… Her gece yalnız demliyorum çayımı Geceyi bırakıyorum dipsiz karanlıklara Kendime bir avuç ışık almıyorum Bir tutam hüzün çiziyorum duvarlara Her gece yetim kalıyorum ıssız yollarda Mendilimin ucuna bir iz bırakıyorum Bileğimden kan döküyorum üstüne Uzak dostlara selam gönderiyorum Bozulmaz bir güncenin yaprakları gibi Kederden derviş kanatlarımı çırpıyorum… Aklımla duyularımı yan yana koyuyorum Dingin imgeler damıtıyorum suskunluğumdan Pırıl pırıl gündüzler yaratıyorum dilsiz sular Ölümden kayalar koyuyorum önüme Elleri zehir zıkkım bağlar Güneşi akıtıyorum mor ovalara Köşesine çekilmiş akıllı bir deliyim Usturayla kazıyorum günahlarımı… Ağrılar kuşatsın diye gözlerimi geceden hazırlıyorum Bir öfkenin sözleri zorluyor içimi Yatağa yattıkça azgın bir sel oluyor gövdem Gündüzden kalma hüzünlerle yarım uykulara varıyorum Kitapsız bir ozanım ben yazılarıma imza atmıyorum Hepsini size bırakıyorum ey insanlar Kendime bir şey almıyorum. |