o eski kışlar gibiyim
her sabah
açıp perdeyi baktığımda çiçek açmış gibi oluyormuş pencerem beni andırıyormuş her gün önünden geçtiğim kapılardan biri ama ben hiç açıp girmiyormuşum içeri saçlarımın öz kardeşiymiş sokağın başındaki ağacın ince uçları yolumu gözlüyormuş kendilerini bana benzeten bütün melankolik çocuklar uzanıp açsam kör musluğundan yıllanmış şaraplar akıtacakmış şu yıkılmaya yüz tutmuş çeşme ama ben hiçbiri değilim bu gece soğuklarıyla ünlenmiş o eski kışlar gibiyim alabildiğine hulyaperest |