GiderkenArdından/Bakarken/Leylâ'ya
I- Son Anlar...
Atar bir damar gibi her vakti sayar gibi, Bu elveda ve gidiş sanki hezeyan gibi... -II-Giderken... Sanma isyan ve feryat sanma intizarımdır, Acı günde od bulan beden yanışlarımdır. Dünyalık ayrılığa sözlü itirazımdır, Gönül ahında yanan hasret buğularımdır. Bir ahlı figan kopar adı hasret takılır, Sonra ayaz süsünde düşe hayal katılır. Ömrü yoran can solur ölüm bahar sanılır, Eyvah ölür ah kalır kara haber dağılır. Buz renkli sokaklara yaz havası saklanır, Kar düşer, beyaz yağar buygun meltem ayılır Kuru, yorgun kabuslar matem rengi kaplanır. Söz ve dile takılan bir vah, eyvah anılır Közlü buz yamacında ahu, efgan satılır Belki harp alanında her an üryan kalınır, Sensiz doğan sanılar özlü hicran sayılır. O gününün isyanında bin dert göğe salınır, Duman yanar can tüter zaman akar gün biter, Senden arta kalanlar borçlu bir veda alır. An ve zan bana yürür yaşadığım gün gider, Son güldüğün yüz bir de hatırımda gül kalır. II- Ardından... Kaynar denizden geçip sıratı biçer gibi, Keşti gamdan vazgeçip ebedi seçer gibi, Zahirin kucağında panzehir içer gibi; Bir esriyiştir gitti can elimden yiterken. Gönlüme ahu güldü, hasret yağdı tenime Dört duvar oldu umman özlem sardı evime, Hayal sığ bulut doldu hicran vurdu bendime, Görünüp te gül ziyan güneş gibi batarken. Bembeyaz anıtlara kazınan yazıt gibi, Açık kapı önünde gerilmiş engel gibi, Yaşanmamış anılar çoktan yaşanmış gibi; Yüreğe mil çekilip gönül feryat ederken. Milyon kere söylenen tövbeler unutuldu, Baharım güz olmadan umutlar kurutuldu, Son nefesin an suyu sanki erken yutuldu, Yeşeren yazgılarım kansız kalıp solarken. Mercan kayalığında görmeden yaşar gibi, Dertlerin yamacından kementsiz geçer gibi, Sancılar sancısını umarsız seçer gibi, Karanlığa kapıldım gün az önce doğarken. Yeryüzü yağmur yağdı gökyüzüme sel vardı Dağlar suya karıştı, denizler alev aldı Hırçın yaralar gibi bedeni ölüm sardı, Duraklandı hayatım sen bu elden giderken... (Şimdi yanma vakti...) 30.01.2006 21:24:00 Yılmaz Helimergin |