İsranbul Bir Masal Şehri Ben Masalcının Arkadaşıyım
Kalamış’ta ağız tadıyla denize girildiği zamanlar
Süreyya Plajı’ndaki üstü kubbeli yuvarlak taş kameliye henüz denizin içinde küçücük bir ada beyefendinin mesleğine göre hesap alındığı devirlerde içkili Hamdi’nin gazinosundaKuzguncuk vapur iskelesinde hanımlar akşam vakti oturur Şirket-i Hayriye vapuru ile işten dönen beylerini beklerlerdi.Hey yumurtaya can veren Allah’ım sen nelere kadirsin İstanbul’da aynı kişi hem vali idi hem de belediye reisiO zamanlar İstanbul sokaklarında satıcıdan geçilmezdi nane yağı satan mı dersin ’-ya ka li yo’ diye fare kapanı satan mı dersin ’-Hoşaf Hatçe’nin börekleri geldi’ diye börek satan mı dersin duvara çizik atıp giden beygirli sütçüler mi dersinAkşamları gitar çalınırdı Balat’ta Ananiya’nın meyhanesinde ’-siz hiç İstanbul’da sarhoş olup da bahçıvanın eşeği ile karakola gittiniz mi küfede’ anısı saklı sararmış fotoğrafta eski bir gazetede. |