-Aç gözlülüğümüze lânet…
yaşatıp da koruyamadık ki
o nadide şekliyle bize bahşedilenleri hayat ağacımız her daim kasvet dalları ile sorgulandı da durdu o denli kör ve haris idik ki biz onun dilinden hiç anlayamadık küsmüştü yaşamın yollarına olgular yüreklerdeki kara kaplı bir vicdan bize yaşantı değil bir bataklık oldu bize ne bir yol yordam bıraktı nede bir zerrecik umudu nankör ve hırslı cibilliyeti ile insanlık çözülemez bir sırrı vardı elbette bu muhteşem alemin tadı tuzu da kaçmıştı hayvanlar aleminin tabiatta için için kan ağlıyordu doğanın o berrak rengi puslanırken ya medet ya sabır dedim öz geleceğimiz tarumar olurken torunlarımı düşündüm tüm gece derin bir iç burukluğu ile içim dışım kör düğüm yüreğimse kara bir yas içinde gözlerim kaldı yaşlarda torunlar kanatları kırık mı kırık kuşlar gibi ben utanç içinde onlarsa bir melek şimdi içimin tüm isyanıyla feryattayım yüreğim o saf mı saf geçmişte gözlerim yakılmış o kıraç dağlarda ve telef olmuş onca hayvan sürülerinde bu tabiat bize sevinci de mutluluğu da yaşattı tüm cömertliği ile biz küçümsedik iğreti bakışlarla çılgınca deldik bağrını orasını burasını aptalca bir çıkar içinde o kaldı cıs cıbıl beton yığınlarında bizlerse leş kokulu bir ortamda o yamacında çırpınıp da nefis mis kokularını aramakta biz kaldık öz karanlığımızda hasretiz bir nebze de olsa soluğa aç gözlülüğümüze lânet oysa ki tabiat yeni baştan öğretici oldu bizlere kötülüğümüze mesafe içte ve dışta da temizliğe ve o pis nefsimize de maske o bizler için hala daha öz geçmişine dönüş için umutla çalışıp da çabalamakta ve canhıraş bir halde de çırpınmakta… bizlerse yüzer yüzer giriyoruz tabutlara.. (28.11.2020) AZAP (Kadri Atmaca) . |