Bir sabah vakti kendimle hasbi hal..Sabahın ilk ışıkları, Sarıverdi tüm gövdemi. Kaybolurken gecenin yıldızları, Kır çiçeği gösteriverdi rengini. Gece çaldım bana uyku tutturmayan şarkıları, Bu gün, görmek varmış tabiatın ahengini. Sevgiler filiz sarmış kalbimde, Gece hayran olmuştum ay halesine. Şimdi ise güneşin doğan kızıl rengine, Sordum.! Geceden yorgun beynime, Hangisi daha güzel diye. Acı bir tebessüm yükledi yüzüme, Dedi ki: hepsi güzel, Sen bak kendine. Ne kadar zormuş.? İnsan olmak, Daha zoru kendisini manasız sanmak. Kendinle hakikat arasında kalmak, Bir anlıkta olsa tefekküre dalmak, Gerisi sadece bir çelik çomak. Ressamın tablosuna temaşa ile bakmak, Sana mı kaldı? onda,bunda kusur bulmak, Kendine gel.! ! ! Ey nefs denen tersi dönmüş ahmak.. Kibir gövdemin(mona liza) tablosu, Beynimde bir ritmik tamtamlar bandosu. Hasislik duyguların en soysuzu, Hırs: aç gözlerin boylu poslusu, Tamahkârlık: hayallerin soylusu, Şeytan; bunların yanında posta kutusu.. Karıştır şu çayı şeker erisin, Avut kendini sen bunlardan berisin.? Şu yazdığın şiirin neresindesin, Öyle san sen budala, nefsi emaredesin. Ölünce açılacak gözün şimdi açılsın, Ey batıl. Hakikat gibi bendesin. Açılsın da ölmemek neymiş öğrensin. Bir sabah vakti kendimle hasbıhal, Ey aşk.! Ey sevda.! Bu ne hal,? Gökte ne yıldız kaldı ne hilal, Demek ki tek maşuk ’O’ ZÜL CELAL... Jale KESKİN |