EVDEKİ HESAPLAR
EVDEKİ HESAPLAR
Bir hesabı vardı Anne ile babanın Elde tırmık yabanın Pulluğun karasabanın Atılacak tohum Boylanacak başak Biçilecek deste deste Yığılacak yığın yığın Harman olacak Dövülüp ayrılacak Sap ile saman Savrulup elenecek Öğütülecek tane Çoluk çocuk Sadece ondan Beslenecek bütün hane Bir çift öküz ile Bir karasabandan... Bir hesabı vardı Yaylada obanın İçinde sobanın Dağda çobanın Sırtında abanın Kıl çadırın Önünde sürü Ardında yürü; Bütün hesap Bütün aile Baştan sona Uyum içinde Akıp gidecek Uyaklı bir şiir gibi Olan oldu sonunda Tanrı baba yok mu Bir hesabı vardı O’nun da İnsanlar plân yapar O gülermiş sadece, Emrindeymiş güneş Onun bildiği yönde Dünya onun Çizdiği yörüngede Gündüz gece Döner ha dönermiş, Öyle de bir hız var Yan dese yanar, Sön dese Sönermiş bütün yıldızlar! Ve sonuç; evdeki hesap çarşıya uymadı Altüst oldu Her şey toz duman, Seslensem de ne kadar Sağır kulak duymadı Yıkıldı yuva Çil yavrusu gibi Darmadağın ortalıkta Kalakaldı yavrular Başlangıçta bun’ların (?) Hiç biri yoktu hesapta! Bir hesabı vardı Tanrı babanın Karasabanın Bir de bahtı kara Şaban’ın... Zor günlerin adamıyım Bakmayın güldüğüme Kolay gelmedim bu güne!.. Şaban AKTAŞ 14.11.2020 - 20.38 Görsel: Şimdiki halim.. "EVDE KAL!" Uzun süre kapalı kalmak Her insanın harcı değil; Alıştırılmak bu Yeni Dünya Düzeni’nde Adım adım mahpusluğa! Ya önceki alışkanlıklar Bu yaşa gelinceye kadar Ne böyle bir zülüm yaşadık Ne de bu kadar çok Ecelsiz ölüm gördük! Alışmışmışın huyu Kudurmuştan beter Elitlerin soygunculuğu Yeter artık yeter! "Bir yolu olmalı Sabaha sağ çıkmanın"* Elitlerin elindeki Bu sömürgen, kalleş Kahpe düzeni yıkmanın! Hep sustuk Yedik içtik, kan kustuk; Ey dünya halkları Karanlıktan Aydınlığa çıkıp Hep birlikte haykıralım; Bu mahpusluğu Bu esaret zincirini Halka halka kıralım!... Bir mum yak, Defolup gitsin Dünyanın tepesindeki manyak! Şaban AKTAŞ 14.11.2020 - 77.49 (*) Kırık Pençe adlı şiirimden (2002 Aykırı Sanat 3.ödülü) DAMLA DAMLA Her şey azalır Ya da artar Damla damla Göl olur zamanla... Sarkıt, dikit de büyür Gökten yere Yerden göğe; Damla damla Kavuşurlar zamanla Üretttikçe artar Tüketttikçe azalır Bir bidon zeytinyağı Her gün yesen bir kaşık Yıl sonunda Elde kalan bulaşık... Aha işte şimdi ben Geç de olsa anladım Elde kâğıt elde kalem Sözcükleri dizerken Damla damla damladım! Ne demiştim bir şarkımda; "Kâğıtlara yazılanlar Islanınca siliniyor Yüreklere kazınanlar Islanmadan sezilmiyor yâr" * Şaban AKTAŞ 14.11.2020 - 16.31 (*) 1998 de yazdığım bir şarkımdan bir dörtlük.. GÖNÜL SİNERİ Büyük bir huzur içinde Yutuyorum lokmamı Ekmeğimi batırıp Yağına zeytinin Çok şükür Ağzımın tadı yerinde Yediğim her nimetin Ayrıdır değeri "Bereketli Topraklar Üzerinde" Ne mutlu ki bizlere Bağımız bostanımız Ağacımız taşımız Dört mevsim yeşil Türlü yaprağımız var.. Canla başla Üstüme düşeni Yapmış olmanın Kıvancı gönenci Ölçülemez hiç bir şeyle... Benim tartım "Sevda ile düş ile" * Arı, kuş Çiçekle, böcekle, Doğanın güzelliği Evrensel ölçekle... Boş kişileri takmam Adam olmayanı silerim, Altın olsa bile Hakkım değilse Dönüp bakmam!.. Yediğim lokma Elimin emeği Sözüm geçer parama Tanrı helâlinden eylesin Yediğim yemeği Baktırmasın harama?! Bir dilim ekmek Beş on tane zeytin Bir bardak çay Neler neler söyletir Anlayana, adama!... Şaban AKTAŞ 14.11.2020 -15.20 (*) Ahmed Arif GİDİP DÖNMEYEN KUŞLAR Kuşlar göçüp gitti bizim ellerden Yalnızca türküler kaldı dillerde Havalandı gövel ördek göllerden Can yakan tüfekler kaldı ellerde Oysa her canlının yaşam hakkı var Kuşların da beyni ile aklı var Giden geri gelmez çok ıraktırlar Turnaların adı kaldı dillerde Nerede dağın kardelen gülü Mor çiğdemi lale süsen sümbülü Dağlar delik deşik toz duman külü Bülbül bile uçmaz oldu güllerde Aktaş aç ağzını yumma gözünü Hakkın aşığıysan söyle sözünü Dile getir yüzsüzlerin yüzünü Zalim rezil rüsva olsun dillerde Şaban AKTAŞ 14.11.2020 - 13.21 ÇİVİSİZ DÜNYA Çinliler ile güzeldik be ya... Ah yine gelseler Defolsa b/aşımızdan Bu korona musibet!.. İki yıl önce Ne güzeldi anılar Her güzel geçen günün Bir de kötü yanı var... KAOTİK SÜREÇ Dengeler alt/üst Kaostan geçiyor dünya "Şaştık Allah şasırtmasın!" Dilinde herkesin! Kabarınca öfke damarı Ağır olur şamarı feleğin Yıldızlar uçuşur tepende Gökten taş yağar... Bakmaz kurusuna yaşına Böyle gelir ancak Hırs ile çivisi çıkmış Dünyanın aklı başına! FELEĞİN İŞLERİ Benden söylemesi Bu kış çok soğuk olacak Deprem, fırtına, sel Dünyayı kasıp kavuracak Tuz buz ortalık Darmadağın; Ne kadar güçsüz Aciz olduğunu anlayacak insan! Alacak ölçüsünü boyunun Bir kasap vitrininde Asıldığı gibi kendi Bacağından her koyunun! Kurtlar üşüşecek Açlıktan Çürüyen leşine! Kim ne diyebilir ki Var ve yokeden Feleğin işine?! Ey insanoğlu Ey edepsiz Durup dururken Hiç bir şey Olmaz sebepsiz! .. Etkiye tepki Sen teptin, o/da tepti! Yitirmemen gereken Bir şey varsa O da edepti!.. Şaban AKTAŞ 14.11.2020 11.33 -12.33 AÇ GÖZÜNÜ YUM GÖZÜNÜ Ben yumdum gözümü haydi sen de yum Sabaha dek aynı düşü kuralım Bensiz olamazsın sen biliyorum Biz bizi en güzel düşte bulalım Hayâller gerçeğe dönmez mi döner Her can sevdiğini ruhuna gömer Bu yürek yangını seninle söner Düşler gerçek olsun mutlu olalım Ben açtım gözümü haydi sen de aç Sabah oldu gönlüm gözlerine aç Ruhum gece gündüz tek sana muhtaç Açlık içinde bir tokluk bulalım *** Büyülü gözlerin baktıkça derin Büyüyor içinde günle kederin Gözün güneşiyle gönülde serin Gece gündüz ay’la güneş olalım Öyle/sine büyük eliyle kolu Güneşten geçiyor bu aşkın yolu Her ayın Ondördü ayların gülü Aşk ile ışıktan murad alalım Aktaş düşün ile kaldın başbaşa Bakmaz mı kimseler gözünde yaşa Taş yerine güller dikilsin başa Aşka hayat veren toprak olalım Şaban AKTAŞ 14.11.2020 09.49 |