Aşk'ı Saki
Gecem gündüzüm eşitlenmiş
Yalnızlık şehrimin Çıkmaz sokaklarında, Hüznün, Melankolinin ayazlarında Biçar, Naçar kalmışım.. Divane başımın üstünde Kapkara bir bulut Ne elimde şemsiye Ne de tepemde bir korunak Bir çatı, Salt Asit karası gibi Sağnak sağnak yağıyor gözlerin İliklerime kadar ıpıslak Çap çaresiz Çare olmaktan uzak, Hep hepten Zivanadan çıkmış Bu densiz ölüm bile.. Gör bak! Nasıl yaşıyorum Bu onulmaz sancın la.. Hiç bir mey Dindiremiyor Uyuşturamıyor Unutturamıyor ki Yer kürenin çekim gücü gibiyken Sana dair tüm hislerim.. Çare olmayacağını bildiğimden İntihar sayrılarını da es geçmişim.. Akla bilime aykırı Bilirim, Olsun be! Ben seni Ölünce de seveceğimi bellemişim.. Hadi be saki Doldur bir tek daha Ama Ne şarap olsun Ne arakî Onun gözlerini doldur kadehe Biraz gülümsemesinden Biraz ılık nefesinden Biraz da sesinden kat Sesinden, İllaki; Ahhhh o sesinden.. Ağır ağır Yudum yudum İçeyim onun sarhoşluğunu Dönsün devran İsimler Cisimler havada uçuşsun havada Değilmi ki Sarhoşum sana, Şimdi tüm renkler toprağa kesmiş Ölümü ve yaşamı Bilece harmanlayan koyu bir haki Gizlesin Örtsün acıların üstünü de usulca Yaşamak ve Ömür çok kısa Sevgi hep baki.. İstediğin kadar küs sevdiceğim.. İstediğin kadar somurt, Hatta Kaç kaçabildiğin kadar.. Araya koyduğun Bu soğuk mesafeler Bu sessizlik Çare değil.. Ben müptelan olmuşum, Tiryakilik hastalığına Yani sana Yine sana Hep sana tutulmuşum, Tutuşmuşum.. Gurur ve mantığım Firar etmiş ki benden; Havlu atmışım Belirsiz, Sarhoşluğu tatlı mı tatlı Gerzek mi gerzek Bir umu’ya.. 13:Kasım:2020 |