abi isimleri ve bazı yerleri değiştirdim sahirin yazıda.. okudun mu.. şimdi anladım biraz.. demiştim ya ne bu isimler diye... gerildim yazıyı okuyunca da..

😁😁😁

sahirin yazıdaki isimleri değiştirerek okuyorum.. veya bence yzıyorum isimleri işte...

beytinin hakkını vermeli şimdiden:))

Sahir'in yazısını gördüm ve hemen teşekkür mesajı yazdım. Ama henüz tam okuyamadım. Müsait değildim.

Evet, sanırım bir kaç kere bir araya gelirsek ancak beytinin hakkını veririz😂

İyi bak kendine.

her kuşağın bir ysi yok mudur be abim.... o zamanda yaşasaydık o bölümlerde ihtimal tepkimiz de öyle olurdu.. zaman ve şartlar...
ben uzatmayayım doya doya okuyayım cevabını... teşekkürler...
neva bir yazı yazmış, nasıl bir kavrayışınız var aynı sinyalde buluştunuz valla. beytiler çoğalıyor gibi..:)

Canım kardeşim, dönüp dolaşıp yine kuşağa bağladın ya konuyu. Ne diyeyim sana. Boş ver alfabeyi. Önce insan. Sen yaşadığın şehir, hayat ve imkanlar doğrultusunda Y kuşağısın. Senin akranlarının çoğu o kuşaktan haberi bile yok.

Çağ konusunda haklısın... Ama çağın hangi getirilerini yakalamak lazım? Mesele budur.

Çünkü; gerek içinde bulunduğumuz, gerek geçmiş ve gerekse gelecek olan çağların hepsi kendi içinde ve kendinden önceki çağlardan daha vahşi bir şekilde geldi, geliyor, geçiyor ve gelecek...

Hem de her yeni çağda vahşilik çoğalarak artıyor.

Bence asıl mesele; yönetenler ve onları yönetenlerin, yıllar öncesinden gelen erk planlarını uygularak; eğitim ve din üzerinden, şimdi bir de teknolojiden de faydalanarak insanları ekonomik yetersizlikler üzerinden dizayn etmesidir.

İlk öğretilen şeyin; siz kaderinize razı gelin, gerisini bize bırakın olması. Eğitim kalitesi de düşük olunca insanların, hissiz birer robota dönmesi kolaylaşıyor. Gelinen nokta yani insanların bu hali, onların tam da istediği şeydir. Ve çok da başarılı oldukları ortadadır.

Öyle y veya başka kuşakla olacak iş değildir yani sorunun çözülmesi. Çünkü; sen ya da bir avuç y kuşağı olmaya bilir belki ama senin yaşıtların da bir dizaynın kurbanı.

Buradan çıkışın yolu da kaliteli ve modern eğitim, yüksek maneviyat, sanat ve bilim ile mümkündür.

Erk sahibi olanların da bunu yapma gibi bir derdi olmadığına göre, çıkış çok zor ve uzaktır. Belki sizden sonraki kuşaklar...

İçini kararttım belki ama y kuşağı dışından ya da sadece y kuşağına yapılanlar olarak bakmadan farkı görürsün. Senin kuşağın da senden önceki kuşakların hayat tecrübelerinin aile ve sosyal çevresine yansıtmaları sonucunda ortaya çıkmıştır.

Şöyle örnekledireyim: Nasıl ki seksen ihtilalinden sonra ve Özal'ın da getirdiği (ondan önce Menderes'in) yozlaşma sonucundadır insanların geliştirdiği reflekslerdir sizi şekillendiren. Yani seksen öncesi ve ihtilal aşamasında yaşanan ölüm ve işkencelerle sindirilen o zamanın gençleri şimdi y kuşağının anne babası, dayısı amcası, halası, teyzesi... Onlar yaşadıkları acı günler sonrasında ben çektim evladım, yeğenim çekmesin diye içlerindeki ateşi sizlere aktarmak yerine küllenmeye terk ettikleri için siz böylesiniz.

Hani yukarıdaki şiirinde yazmışsın ya: "seksen gençliğinin yüzünü gördük" diye... O öyle kolay değil. Sen o acıları bilmiyorsun. İnsanların vatan için emperyalizme karşı savaşını küçümsüyorsun. Oysa Taksim olaylarında o ruh tekrar hortladığında yönetenlerin ne kadar paniklediğini görmeni isterdim. O ruh seksen gençliğinin ruhuydu işte. Senin şiirinde insanlara kendinize gelin dediğin yer o ruhtur. Emperyalizme karşı dik durma davasıdır. Tıpkı Atatürk gibi dik durmaktı seksen gençliğinin Amerika ve emperyalistlere karşı mücadelesi....

Öyle bilgisayar başında değildi o mücadele. Ölesiye vatan ve Atatürk sevgisiyle girişilen bir kavgaydı o... Amacına ulaşmayacağı aşikar ama değerli bir şeydi. Tıpkı şimdi ihtiyaç duyulan da budur. Yoz değil, çağdaş, ezilen değil eşit yaşayan insanlar olsun diyeydi...

Bana sakın dış güçlerin oyunu deme. Dış güçlerin oyununa gelen, ülkesi için mücadele eden kardeşine kursun sıkan gladyonun uşağı olanlardır.

Daha da yazabilirim. Ama yazdıkça gerildim.

O dizede yazdıkların, senin belli bir zihniyetle dizayn edildiğinin ve başarıya ulaştıklarının kanıtıdır. Bugün Y kuşağı diye tutturman gibi.

Tıpkı Atatürk'ün ülkeyi dizayn etmesi gibi... Ama Atam bu dizaynı, kul, köle olan toplumun; sanatı, bilimi ve çağdaşlığı düstur edinio, kendi ayakları üzerinde kalsın, kendi düşünsün, kendi yapsın diyedir.

Geç kardeşim Y yi X i hepsini...

Bunlar birer senaryo. Dizayn senaryosu hepsi. Kendin ol. Benim Özgür Düşünce Ne Kadar Özgür yazımı bir daha oku.

Sen benden çok çok fazla okumuş, okuyan ve araştıran birisin. Ama yine de her konuya kendi değer yargılarınla bakıyorsun.

Bunu yerine zamanı, ve o zamanı yaşamakta olan insanların değer yargılarını düşün. Onların da geçmişten gelen öğretileri olduğunu kabul et.

Yoruldum yazmaktan.

Seviyorum seni kardeşim. Eksik olma...

Benim gördüğüm Y'kuşağının başı yendi. Y kuşağı tüm kültür zihin ve inanç prangalarını kırabilirse ancak insana değer verilir ülkemde yine. Çağ hukukunun ezildiği ve kayda alınmadığı bir yerde ot bitmez. Çağı yakalayamazsak her konuda ne bileyim ben sanki yokuş aşağı freni patlamış bir kamyon gibi her konu...

Güzel yorumun için teşekkür abim.
saygı sağlık ve huzurla..