BANA İSTANBUL’U ANLAT
Nereden başlasam
Söze bilmem ki Burası “İstanbul” koskoca derbent İnsan seli akar, caddelerinde Her insan, bir yaşam Her yaşam, bir öyküdür burada Eğer yazmak istersen Hele dokun, bir sor Bin ah işit istersen Biten umutlar, gerçekleşmeyen hayaller Korku kol geziyor Her köşesinde Güçlünün güçsüzü ezdiği şehir İhtişam, görkem Teraslarında artık gök delenlerin Sinama solonları, kültür merkezleri Bir sokağın yarısını kaplayan AVM’lerin içine hapsedilmiş Ne fayton, ne sandal gezisi kalmış Boğazın en güzel yerlerinde Nerede o İstanbul beyefendileri Nerede kırmızı mendilli, şemsiyeli İstanbul hanımefendileri Bana İstanbul’u anlat Bu benim Görmeden sevdiğim şehir olamaz Sen bana Yeşilçam filmlerinde ki aşkları Sokaklarında Bir birini seven, kollayan Sevecen güler yüzlü, müzeyyen teyzeleri İsmail amcaları Her biri filme konu olan Katıksız, saf yaşamları anlat Sen bana Beş yıldızlı otelleri Lüks restoranları değil Teknede balık ekmek satan İsmet reisleri Seyyar arabasında kokreç, köfte, Ciğer yapan, Ramazan ustaları anlat Sessizliği bozan martıları Ara sıra siren çalan deniz vapurlarını anlat Sen bana Mahalleye kurulan Luna parkları Uçan sandalyeleri Dönme dolapları anlat Bana İstanbul’u anlat Bana Emirgan çay bahçesini Çamlıca tepelerini Altın boynuzu Yedi tepeli şehrin Bu gün kalmamış olan güzelliklerini O eski İstanbulu anlat Galata köprüsündeki kalabalığı Sultan Ahmet’i İstiklal caddesini Sen bana Enli yokuşu Merdivenli yokuşu anlat Süleymaniye camiini Topkapı sarayını Kız kulesini, Kapalı ve Mısır Çarşılarını Dolma bahçeyi Yıldız Sarayını Boğaza gerdanlık iki hisarı Haydarpaşa garı, Çırağan Sarayını Beylerbeyi sarayı, Adile sultan Karsı’nı Yerebatanı Yedikule Zındanlarını anlat Bana İstanbul’u anlat Anlat ama Kendimi kaybettiğim İnsan yığınları arasındaki yalnızlığımı değil Bana yabancı olanı değil Dünü yaşadığım Yarını yaşamak istediğim İstanbulu’mu anlat Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |